25 Mayıs 2010 Salı

ce-eeee

oğluşum şayet bu blogu okuyacak olursa ileride, yazmadığım boşluklarda hayatımızda neler olduğu konusunda endişelere kapılabilir. Ama neyseki hatırında kötü anılar olmayacak. Çünkü ben yazmazken vakitsizlikten yazamadım... oysaki herşey yolundaydı.

Mercan 3 yaşına girdi. 3 sene önce haldır haldır yazan kitleleri ağlatan ben.. hey gidi heeeeey :))

Geçtiğimiz haftalar mercü'nün yaşgününü kutladık seri bir şekilde. İlk önce, yani asıl doğum gününde kreşte kutlandı. Çocuğuma birde tır hediye etmişler içinde arabalarıyla. Sanki evde hiç araba yoktu. Zaten esenler otogarı gibi heryer araba, birde onları boncuk gibi diziyor koltukların kenarına, 3 arabamız daha oldu ne mutlu bize!

Sonra pazar günü evde dehşet vahşet bir partiyle kutladık. Kabus gibiydi. En kabusu da yeni kapı komşumla kuaförde karşılaşmam üzerine yaşandı. Ayıp olmasın diye nezaketen miki'nin yaşgününe çağırdım. Kapıda hayvan gibi parti posteri vardı ve çocukları görür ilgilerini çeker, merak ederler diye iyi niyet göstergesi olaraktan bayrak salladım, sallamaz olaydım. Anasını satıyım herkesten önce şıp dedi bunlar damladı. 2 sorunlu çocuk, ve 2 çifte sorunlu ebeveyn! Koca biraz kırıtık, normal derecede sosyal denilebilir. Kadın da aysberg!!!! büyük ihtimalle o adam ona çarptı, dönüş yolunu bulamadı nikahına aldı. Suratsıııız, despoooot, böyle bi kusur aramacalar, etrafına dik dik bakmalar.. o ne öle?? bu iki sorunlu insanın birleşmesi sonucu da sorunlar bölünmüş bölünmüş 2 tane daha küçük sorunları meydana gelmiş. Büyüğü bi ara yemek masasına saldırdı ve kurabiyeleri resmen kurabiye canavarı gibi ağzına tıkmaya başladı. annesi de atlıyo ordan "dur oğlum öyle yenmez!". aç çocuk belli ki. veya evde sürekli haşlanmış sebze yiyorlar kurabiye çok sıradışı geldi. küçük çocuk da evde bakıcıyla oturmaktan dış dünyaya aç!

ayyy onlar bi gerdi zaten beni. sonra özene bezene çizdiğim ve pastacıya tarif ettiğim yaşgünü pastası adeta tamamlanamamış bir şekilde evime teslim edildi. bende telefon açıp siparişi alan kıza kaydım. sonra hatamı anladım, sorunun onunla alakalı olmadığı yönünde alttan alttan aldım bişeyler yaptım. bende bilmiyorum ne yaptığımı..

ya böyle tuhaf bi yaşgünüydü. seneye yapmayacağım dedim ama yapacağım biliyorum. sadece nezaketen birilerini çağırmayacağım ki kötü başlamasın benim için.

pazar günkü yaşgünümüzde de yine otogara yeni araçlar geldi. bir erkek çocuğa alınası yegane oyuncak araba sanıyorum.

biz bir çalışma masası aldık mikiye. çalışma masası yoktu ve sehpada mutfak masasında yerde, koltuğun üstünde, orada burada resim yapıyordu. gerçi koltuğun üzerinde resim yapmasına bayılıyorum. ama baktık çocukta bir gelişme var, güzel şeyler çizmeye başladı, hayal gücü açık...

bu yakınlarda bizi gülmekten kırıp geçirdiği şeyleri yazıyorum:

1) Hay Aksis / hay aksi!
Çok mu film izliyoruz? bilmem. Ama günlük yaşantıda kullandığımız bir şey değildir, yani balkona çamaşır asınca yağmur başlarsa "hay aksi" demem, başka şeyler diyebilirim...
Bir akşam evde ailecenek otururken memo'ya "hay aksi baba yaaaa" dedi. tabi biz koptuk! huhaha diye gülünce Mercan'ın da hoşuna gitti bu durum ve her 3 yaş beybisi gibi 10 dk. kendini tekrar etti. tekrar tekrar gülmek zorunda bıraktı bizi. aradan biraz zaman geçti, geçen sabah servise yetişmeye çalışırken merdivende oturmuş ayakkabılarını giyiyordu. "oğlum üstüne bunu giyelim" diye bir hırka uzatınca "hay aksiiii yaaaaa unuttum offf" dedi :)))

2) duy ben çekicem
motor kabiliyetlerini geliştirdiğinde varlığını keşfettiği, eline geçirdiğinde de itinayla bozduğu fotoğraf makineleri..... saygıyla anıyoruz onları. Son makine hala sağlam ama.. Mercan sürekli biryerlerden makineyi bulup getiriyor, "duyun sizi çekicem" deyip duruyor :)) yaşgününde de ondan çok bizlerin fotoğrafı var, çünkü sürekli çekmiş sürekli çekmiş. sıpa iyi de kadrajlıyor. deklanşöre basıp pozladıktan sonra 5 sn. displayde görünüyor çektiği foto. bakıyor beğenmezse gelip gösteriyor "anneee bu yeden kayanlık çıktııı"???

en son da geçtiğimiz hafta parkta oynarken fotoğraflarını çekmek istedim mercanın, ama o sürekli elimden makineyi aldı kaydırağın tepesine çıktı ve bize direktif verdi..

"babaaaa sayılın çekicem sizi" çekti, kaydı makineyi verdi, koştu merdivenlerden yukarı çıktı kaydırağın tepesindeyken "babaaa makineyi vey yesim çekicem".. :)))

3) janavaaaay
bi canavar sevdasıdır aldı gidiyor.. sürekli canavar çiziyor. çizdikleri de canavara benziyor hani, kuyruklu kafalı kaşlı gözlü bayağı bi canavar yapıyor yani. ama hani uzakdoğu gerilim filmlerindeki başına bi bok gelecek olan çocukların çizdiği türden değil. gayet güzel bir ruh haliyle çizip, gülerek "annee ben bu janavayı pembe yaptııım, çok komik oldu dimi anneeee" falan diyor :))


4) hediye yap bize
- "annneeeeee!!!! hani şimdi bak."
- ?
- anna bak, yayın şüppiz günü ya. sen şimdi bak
- hı oğlum napalım yarın içni
- böyek yap, kek yap, salata yap, kaypuz yap, bide ayabalarıımı getiy. tımaaam mı?
- ooldu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder