10 Ağustos 2007 Cuma

Kaşık

Çok sevdiklerimiz gün aşırı bile olsa uzakta kalınca , bir kara delikten geçip sonsuzlukla buluşacağınız kadim hiçliğinde bir tabure bulup oturduğunuzda, evinizin onlarsız boş ve anlamsız koltuğuna işte o zamanlar farkına
varıyorsunuz kokonun da bir çok şeyi siz hatırlatabilmeye müktedir olduğunu.

Üstelik ömrünüzün her nefes aldığınız saniyesinde, tükettiğiniz her dakikasında, umutla veya
sevinçle veya hiçbiriyle uyandığınız her sabahında, koku alma yetinizin ne kadar yetersiz olduğunu
bile bile o ayrı zaman boşluklarında aradığınız kokuyu bir koltukta otururken veya bir çekmeceyi açarken, bir odaya girerken koku alma duyunuzun en derinliklerindeki hücrelerinden başlayıp tüm benliğinizi saran işte o kokuyu duyarsınız. ve işte o yokluğu tüm bedeniznide hissetmenize sebep olan da budur.


Bir kara delikten geçtim de geldim
Uçsuz bucaksız bir boşluk aman yarabbi
Bakın bir tabure,
oturdum
gözlerim kapalı
tanıdık birşeyler var havada
Evet evet tadık birşey bir koku
Geldiler mi yoksa
Oğlumun kokusunu da alıyorum

Gözlerimi açıyorum
evdeyim yalnız, sessiz
peki anladım siz gelmiyorsunuz
o halde bekleyin geliyorum

1 yorum:

  1. Hmmmm, ic karartici yine...anlamak icin iki kere okudum ama sanirim seni yuz yuze tanimak gerekiyor bunu anlamak icin. Keske tanisaydim.

    YanıtlaSil