2 Eylül 2009 Çarşamba

Öylesine...

Uzun zamandır hissetmeyi unuttuğum veya işler yüzünden hissetmeyi istemediğim şeyler kıpırdanmaya başladı. Millet baharda kıpırdar, ben güzde... Yine her yıl olduğu gibi geleneksel "havalar soğuyo yaşasıııın" moduna girdim. Ki sadece 2 damla yağmur attı, biraz da rüzgar estiriyor o kadarcık. Olsun. Metin olalım! Havalar soğuyacak. Hırkalar giyeceğiz, cam kenarları anlam kazanacak, kahvenin zevki artacak.

Bu arada, bu sene kesinlikle deniz, kum, plaj, güneş kelimelerini cümle içinde kullanabileceğim bir yere gitmemiş bulunmaktayım. Ben dikkat ettim de biz her yıl daha çok işin gücün içinde buluyoruz kendimizi, buna bir şekilde dur demek lazım.
Neyse..

Haftasonu uzun süredir eşiyle balkonu ziyaret eden kumrunun nihayet saksıyı tuttuğunu ve yerleştiğini gördüm. "Merhaba komşu biz yeni taşındık" diyaloğu beklemişçesine biraz içerledik böyle aniden burun-gagaya gelince. Ama çabuk kabullendim. Hem kumrunun ulvi bir görevi olduğunu öğrendim. Poposunu kaldıramadığı saksının içinde, küçük beyaz birşey...


Şimdi gecem gündüzüm o kumruyu düşünmekle geçiyor. 
Dün ofise gelirken yağmur bastırdı. Aklıma ilk gelen ne açık olan salonun penceresi nede yeni silinen camlardı. "Allah" dedim.. "Kız ıslanıcak şimdi orada"!

Bir önceki gün de öğleden sonra bulunduğu yere çok güneş geldiği için gölgelik yaptım. Kıyamadım güneşte kavrulmasına. Yanına su ve bulgur koydum. Ama kumrular bulgur sevmiyorlarmış. Hatta hiçbir kuş sevmiyormuş sanırım. Çünkü ben o bulguru oraya koyduktan sonrada endişelenmeye başlamıştım, "şimdi başka kuşlar gelir bu bulguru yemeye de rahatsız ederler aileyi" diye.

Dün akşam da acaba eşi ona yiyecek birşeyler getiriyormudur diye kafama taktım. 

Selamsız sabahsız bir kuşu niye bu kadar sahiplendim? Şelaleyi terk etmiştim, vicdanım mı sızlıyor?

"Anne ağyama, ben sana çiçek alcam" derdi şimdi Mercan olsa...

Zaten Mercan olmasa.... Öldürdüğü interesting canavayları hastaneye taşıyan, iğnesiyle şurubuyla bireysel olarak ilgilenen bir çocuğum var çok şükür. O bana yanakların en yumuşağını, öpücüklerin en sulusunu, çiçeklerin en pembesini ve tesellilerin en güzelini verir hep.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder