30 Haziran 2010 Çarşamba

yazarken bile yoruldum

Bugün abidik gubidik şeyler geliyor aklıma. Veya ciddi anlamda abidik gubidik işler yapıyorum. Gugıl amcayı abidik gubidik şeyleri aramak için kullanıyorum, o bulduğum şey neticesinde başka bir gaydırı gubbak başlığın altında buluyorum kendimi. Bir tatil günü gibi, veya elektriklerin kesilmesi neticesinde yapacak iş bulamamak gibi.. kendimi boşlukta sallandırıyorum resmen.

aslında herşey dün başladı.

yeni bir roman okuyayım dedim... en çok satanlar ve son çıkanlar listelerine göz gezdirdim önce. grange'ın yeni romanı çıkmış meğer.. bak sen! ne zamandır kitap okumuyor ve takip etmiyorum.

"bunu alayım" dedim. sonra o kitabı okuma kavgası yaşayabiliriz sevgülümle diye alternatif bir kitap daha bulayım dedim... "bu kitabı inceleyenler bunu da incelediler" gibisinden yönlendirici bir link neticesinde dan brown'un 'kayıp sembol'ünü gördüm.

"haa bunu okuduk lan" dedim, ama sonra "okuduk mu lan" oldu o.... konusuna baktım. yoo hatırlamıyorum.

akşam kocaya sordum, biz bunu okuduk mu diye...

"tabi canım..." dedi konusunu anlattı.

"ama" dedim.. :))

"hayır o kitabın konusu öyle değilmiş, böyleymiş... robert langdon amcam var yine baş rolde.."

alla-alla dedik...

nasıl okumadık inanamadık, okuduysak nereye gitti 500 küsür sayfa çözemedik. ama aklımıza gidip kitaplığa bakmak gelmedi. fakat ısrarlıyız bu arada.. "okuduk üleyn"

yok abi.. sabah kitaplığa baktım yok öyle bi kitap, dan brown bölmesinde öyle bir kitap yok, almamışız, okumamışız. oraya kadar tamam, kabül. ama neden okuduğumuzu düşündük acaba..

eskiden.. çooook eskiden. çok kitap okurduk. sonra bitti gitti. takip edememeler, alamamalar, alıp da okuyamamalar...

eskiden emekli gibi evde oturup kitap mı okuyorduk hayır.

tüm okuma vakitleri mercan'a feda olmuş. olsun.. canı sağolsun..

okuyamıyor olabilirim ama okuduğumu zannedip gerçekte okumamış olmak çok koydu nedense..

sabah ofise gelince düşündüm. yorgunluktan olsa gerek...

çok yorulmaktan

iş ve evin arasında sıkışıp, çocuk tarafından tepelenmekten

küçük bir yastık kılıfına hunharca tıkıştırılan elyaf gibi ezilip şekil almaktan

şimdi tek istediğim yolculuk gününün gelmesi ve yolda bir kitabın arasında hayallere dalmak...

*****

3 koca yıl...

tatilsiz, kaçamaksız, gürültülü, patırtılı, koşturmalı, ağlamaklı..

ilk yıl mercan doğdu, hastalıklar beni pek bir sevdi...
ikinci yıl, koca iş değişikliğine gitti....
üçünçü yıl ben kendi işimi kurdum....

dönüp arkaya bakınca.. "amma çalışmışız lan" diyorum. gıcır gıcır paraları evin bir odasına yığabilmişçesine çalışmışız..

ama yok

valla yok

gelen gidiyo

gidenlerin arasında zamanda var

sonra zamanın götürdükleri

satamadan geri getirdikleri

****

neyse

tatile konsantre olmalıyım.

beyaz parlak kumsala
mavi-turkuaz denize
sessizliğe
sakinliğe


offf

gel tatil yaaaa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder