8 Temmuz 2010 Perşembe

anneye bok atmak!

Akşam üstü olunca ben;

ne çalan telefon ne gelen mail, hiçbirşey iplemeden kopup çıkıyorum ofisten. Doğru eve, dağınıksa toplamaya, çamaşır, temizlik vs varsa onları halletmeye ve yemek yapmaya...



Kabul ediyorum önceleri bu konuda çok duyarlı değildim ama son 1 yıldır akşam saatimi tamamiyle Mercan'a adamak, ondan başka birşeye bakmamak veya dağılmamak konusunda kesin kararlarımı uyguluyorum. Sabah gayet doğal bir şekilde evi savaş alanı gibi bırakıp çıkmış oluyorum çünkü genellikle. Çok şükür sabah 6'da kalkıp evi toplayacak kadar anneme benzemedim henüz! Mercan eve geldiğinde heryerin toplu olmasına, oyuncaklarının yerli yerine konmuş olmasına, boya ve defterlerini düzenli tutmaya etrafta dağınık en ufak bir şey bırakmamaya çalışıyorum. O gelince dağıtsın, ne olsa toplamayı biliyor. Ama akşam eve geldiğinde herşeyi düzenli bulmanın ona iyi geldiğine inanıyorum..

Neyse.. yemek yapıyorum herşeyi hallediyorum kıçımdan ter damlıyo yinede gıkımı çıkarmıyorum.

Sonra kreşin servisi geliyor, Mercanı alıyorum..

Gülüyorlar servistekiler bana!?!

- vat didin gülüm?
- annesi sen mercana niye hergün yumurta yediriyosuuun
- nası?
- Mercan diyoki "annem bana hep yumuyta yapıyooo"
- halt etmiş!?? (apışıp kalınca malum..)
- annesi sen niye mercana köfte yapmıyosun, sucuk vermiyosun

ne diyon lan sen diyebilecekken, "tanrım neden ben" diye böyle ağzım açık bi şekilde bakakaldım.

ama ama ama...

ne desen boş, dalga geçiyolar benimle..

- ona bakarsan dedim.. sizde her gün mercana çorba makarna veriyomuşsunuz??

intikam ayak üstü yenen bir yemektir!

- aaaaaaaa öyle mi diyo, olur mu bugün yeşil fasülye yedik, börek yedik
- valla ben bilmem, benim üstüme gelmeyin. ev şarküteri gibi, 2 dk. önce de köfte yoğuruyodum al bak ellerimi kokla istersen

*****************

buna benzer bir kaç diyaloğumuz oldu. Mercan kreşte de çeşitli yemek yiyor, hatta evde yemediği bazı sebzeleri kreşte herkes yediği için karizmayı çizdirmemek için yiyor. evde de.. hele annesi kesinlikle onun sevdiği şeyleri yapıyor. Ama bu denyo çocuğum gidip annesine bok atıyor. hatta kreştekilere yapıyor aynısını.

nedenini sordum, oğlum neden öğretmenlerini şikayet ediyorsun dedim, veya 'neden anneni şikayet ediyorsun?'

- ben şikayet etmiyorum kiii

dedi tabi

- tamam dedim ve hiç üstelemedim. o da üsteleyerek aynını yapmaya devam etti. bu sabah ben sordum...

- oğlum biz dün ne yedik?
- ama sen bana yemek yapmadın kiiii
- oğlum hasta etme adamı hani top top köfte yaptım sende onları kendin yedin, meyve suyunu da üstüne döktün ya dedim...
- hay aksi. unuttum yaaa

şimdi.. tepkiye bak çay demle

tepkiyi geç, davranışını düşün kafanı duvara vur...

bu akşam o istemeden yemek vermeyeceğim. bekleyeceğim bakalım. 'acıktım' demeden verince yemediğini farzediyorsa, açlıktan sürününce yemek vereceğim.

***

Bu sabah ofise gelince gugıl amcaya ilk sorduğum şeylerdi bunlar; doyumsuz çocuk, açlık-tokluk, çocuklarda şikayet etme, olayları abartma, küçümseme....

tatmin edici bir neticeye ulaşamadım açıkçası. şimdilik Mercan'ın bunu bir tür oyuna çevirdiğini düşünüyorum. Çünkü öğretmeniyle bu konuyu artık alaycı bir şekilde konuşuyoruz her iki tarafta durumun farkında olduğu için. Mercan'da buna istinaden söylediği şeylerin komik olduğunu, insanları eğlendirdiğini veya fazladan üzerine düşüldüğü farkına vardığı için uzatıyor sanırım.

dallandırıp budaklandırmadan, üzerine varmadan sabırla bekleyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder