7 Eylül 2010 Salı

Gregorgia, Daniella, Fernando ve diğerleri....

Daniella, Fernando Jose Altamiano Del Kastro ile evlidir, çok kez istemesine rağmen çalışmasına izin vermemiştir Fernando. Biraz alkoliktir. Evde şiddet uygulamaz ancak iyi bir içicidir. Gel zaman git zaman Daniella ile Fernando'nun Antonio adında bir oğulları olur. Kendi hallerinde yaşar giderler. Ancak Fernando yapacağını yapar, gül gibi Daniella'yı aldatır. Aldatmakla kalmaz, kış kıyamet 4 yaşında bir çocukla bırakıp gider.

Daniella anadır. Gururludur. Zaten açıkçası bu utanç ile kimsenin kapısını da çalmak istememektedir. İş arar bir süre. Bu sırada kalıbı bozuk Fernando ise dava açar Daniella'ya ve boşanırlar..



Daniella zamanın yegane ekmek kapısı olan puro fabrikasında vardiyalı bir iş bulur kendine. Çalışır didinir, arttırdığı paraları biriktirip küçük bir de dikiş makinası alır. Aslında pek hevesli değildir dikmek konusunda veya dikiş dikip satmak gibi bir eylem de aklına gelmemiştir, ancak fantezi olsun diye alır koyar onu bir köşeye.

Yıllar geçer. Antonio büyümüş, ite kaka okumuş ancak bir zaman sonra kakılamayacak raddeye geldiğinde vatani görevini yapmak üzere teslim olmuştur. Askerden döndüğünde aynı sitritte oturan bir Juanita ile oynaşmaya başlar. Fakat Juanita; dul, 5 çocuklu ve cipsidir. Garibim Daniella ne dediyse ne ettiyse oğlu Antonio'yu o çıyandan ayıramaz. Evlenirler.

Temelinde sakat olan bu evlilik tökezleye tökezleye devam etmektedir. Önceki evliliğinden olan 5 yavrusunu babasıgile kastırmayı hesaplayan Juanita bir de Antonio'dan 5 adet çocuk dünyaya getirir. Oysa Antonio'nun adam gibi bir işi bile yoktur. Çoğu zaman günübirlik, orda burda çalışıp para kazanabiliyormuş. Çocuklar büyümeye başlayınca daha da zorlaşmış bu durum. Zaten oğlu Antonio için üzülüp harap olan Daniella bazen onlara maaşından veriyor, bazen de çocukların kendinde kalmasına müsade ediyormuş. Hazır yemek, sıcak ev ve pratik çocuk bakımı temalı yeni alternatif yaşam biçimi Juanitaya cazip geldiğinden, bazen ailecek gelip Daniella'da kalırlarmış. Bazen haftalarca....

Evlilikleri zorda, geçinemeyen ve aile planlamasından bir haber Juanita ve Antonio 5 çocuklarını da annesi Daniella'ya vermişler bir zaman sonra. Daniella onları okula göndermiş, bakıp büyütmeye başlamış.

O esnalarda eski eşi olan Fernando'nun yeni bir evlilik yapmak üzere olduğunu öğrenmiş Daniella. Hatta büyük talihsizlik eseri evlenmek üzere olduğu Ester'in; dayısının, kaynının, helesinin hölösü olduğunu öğrenmiştir. Bu durum tuhaf da olsa Ester ile aynı ortama girmek zorunda kalıyormuş tabi. Bir keresinde, yine bir akrabanın cenazesi vesilesi ile bir araya gelmişler. Gururlu Danielle hiç kendisini kasmamış, gönül koymamış konuşmuştur da hatta Ester ile. Hatta bir şey öğrenmiştir. Ester'in çocuğu olmuyordur....

Bunun üzerine gecelerce düşünür Daniella ve zar zor kendisinin bakıp büyütmeye çalıştığı 5 torunundan en küçüğü Rosalinda'yı; Ester ile Fernando'ya evlatlık verme fikrine varır. Fernando ve Ester'i karşısına alıp konuşur. Rosalinda henüz 3 yaşındadır, onlara kolay alışacaktır. Hem çocuk isteyen bir kadına anneliği verecek, hem de anne nedir tam olarak bilemeyen Rosalindaya bir şans tanıyacaktır. Ancak bir şartı vardır Daniella'nın; Rosalinda düzenli olarak kardeşleri ile bir araya getirilecek, hatta girizikalı Juanita ve aklı kıt Antonio (annesi babası olanlar..) ile görüştürülecekti. Asla öz ailesinden kopmayacaktı. Ayrıca tuhaf bir şekilde zaten aileden birinin yanında olmuş olacaktı. Yani dedesinin...

Gerekli düzenlemeler, başvurular yapılarak Rosalinda'nın velayeti öz be öz dedesine ve cicik annesine verilir.

Seneler geçer, balından kaymağından yenmeyen Fernando'ya bir de miras kalır. Zaten bir baltaya adam gibi sap olamadığı için toplar tası tarağı alır Ester ve Rosalinda'yı gider uzak memlekete. Kalan miras da ciddidir. Birden bire sınıf atlamışlardır resmen. Orada Rosalinda'yı en iyi okullarda okutur büyütürler. Tatillerde de kardeşlerine getirirlermiş...


Tüm bunlar olurken, Juanita başka biriyle evlenmemiş, boşanmamış hatta ekstra bir 5'li de doğurmamıştır.

Zaman geçer...

Rosalinda büyür serpilir, hatta evlenip yuva kurar.

Diğer kardeşlerinden biri gurbete gider, biri balıkçılıkla uğraşır, biri kendi halinde takılır, bir diğeri de tiyatrocu olmaya uğraşır.

Ester hastalanır ve ölür. Aradan bir kaç sene geçtikten sonra Fernando yeniden evlenmeye kalkar. Ancak kızı (ama aslında torunu) Rosalinda buna itiraz eder. Her ne kadar öz annesi olmasa da Ester'i çok sevmiş bulunduğunu, ona senelerce annelik ettiğini, yerine başka bir kadını istemediği söyler. Olsa olsa belki babaannesi (Daniella) ile evlenebilmesine razı olabilirmiş. Sonrada bu yönde bastırmış hatta. Tabi ya.. Hem bu yaştan sonra Fernando kimi eş almaya kalksa tek dertleri para olacakmış. Ama yeniden evlenirlerse ikiside yalnız yaşlanmamış olacaklarmış, bu onlar için en iyisiymiş..

Rosalinda babaannesi ile defalarca konuşup diller dökmüş, yalvarmış, acıtasyon yapmış ve bir şekilde ikna etmiş.

Diğer çocukları da kendi çabalarıyla okutup büyüten ve hepsini yuvadan salan Daniella kabul eder bu teklifi. Seneler onu çok yormuş, ve kalan zamanını da yalnız geçirmek zor gelmiş.

Evlenip gitmiş Fernando'nun diyarına... Giderken evini, tiyatro ile ilgilenen torunu Alex'i ve hatta evinin tapusunu bile komşusu Gregoria'ya bırakmış.

Her ay Gregoria'ya para gönderir, torunu Alex'e ve akılsız oğlu Antonio'ya harçlık olarak arzu ettiği bir şekilde vermesini istermiş. Ayrıca Alex'in ve Antonio'nun neler yaptığını, hal ve durumunu hep Gregoria'dan öğrenirmiş. Alex ihtiyacı oldukça Gregoria'nın kapısını çalar harçlığını alırmış. Gregoria'da elinden geldiğince ona göz kulak olur, akşamları yemek götürür, bazen çamaşırlarını da alırmış...

Zaman geçmiş tabi yine... çabuk geçer! Juanita Antonio'dan ayrılmış. Antonio'da kürkçü dükkanına yani anneciğinin evine gelmiş oturmuş.

Daniella vefat etmiş. Fernando elindekini avucundakini yemiş bitirmiş, koskoca mirasın altından girip üstünden çıkmış ve dımdızlak ortada kalmış. Torunu Rosalinda'nın da yanına yamanmak istemediği için de eski yaşadığı şehire, bir zamanlar Daniella ile satın aldıkları o eve dönmeye karar vermiş. Rosalinda'ya da söylemiş bunu, "gidiyorum" demiş. Rosalinda'da Gregoria'yı arayıp defalarca telefonda çıkışmış, "babam (dedesi ama tabi) gelecek evin tapusunu ona ver' diye.. Defalarca yapmış bunu. Gregoria'da bu sert ve gereksiz çıkışına anlam veremediği için "hele bi gelsin" diye geçiştirmiş. Bir gün yine tam Rosalinda'nın Gregoria'yı aradığı vakit Fernando'da çat kapı çıkagelmiş. Rosalinda yine "tapuyu ver tapuyu ver" diye çemkirecek iken, Gregoria "tamam şimdi geldi baban veriyorum, al istersen konuş" demiş, vermiş tapularını..

Fernando bir zaman yaşamış orada, sonra o da ölmüş.
Antonio kayıplara karışmış.
Alex alıp başını gitmiş.
Alex'in bir büyük ağabeyi (balıkçı olan) eve konmuş ancak sonra ne olduğu meçhuldür kendisinin.


*******************************

Bu gün o ev hala boştur. Gregoria'nın oturduğu binanın giriş katıdır. Bu hikaye değil, gerçektir. Hayat şaşırtıcı, yorucudur. Bu olayı Gregoria'nın kendi anlatmıştır. Başından beri her olaya şahit olan Gregoria.

Tamı tamına 2 saatte, tüm detaylarıyla, ilginç ayrıntılarla... Bu olayda anlatılanların tamamı gerçek, tahmin edileceği gibi isimler farklıdır. Çünkü olay resmen brezilya işidir.

Gregoria; anneannemin bu hikayedeki takma ismidir...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder