3 Mayıs 2011 Salı

4'e 3 kala

Sanırım en ses getiren yaşgünleri serisinin ilkini yaşıyoruz. Malum Mercan bir kreş yaşantısı sürdüğünden haftada bazen 1 bazen 2 çocuğun yaşgünü partisinin içinde buluyor kendini. Ve yaklaşık 4-5 aydır buna takmış bir şekilde "anne benim yaşgünüm ne zamaaaağğğn" diye ümitsizce sorular sorup duruyor. Bu vesileyle mart nisan ve mayıs aylarını ezberledi. Yani haftanın günlerinden sadece 3'ünü sırasıyla doğru biliyordu, buna 3 ayı ekledik.

Havalar ısınınca, mayıs olunca, kısa kolluları giyince gibi yer göstermelerin sonunda takvimde gün çizmeye kadar gitti iş. Çok fena taktı bu sene. Kreşte her yaşgünü kutlamasının olduğu gün eve dünyası kararmış bir şekilde geldi. Çocuğun pastasında sünger bob mu varmış, şimşek mc queen mi... Sürekli gaz verdim, "tamam oğlum senin de yaş günün gelecek, sen nasıl pasta istiyorsun"..

İnternetten pasta araştırdık günlerce, son üçe kalan pastadan birinde karar kıldı sonunda, haftasonu siparişini verdik ve nihayet o bunalımı atlattı. Ayrıca haftasonu markette bir de ben10'li kağıt bardak ve tabak görünce kendinden geçti. Artık mutlu, tamamen gün sayıyor. Sabah 2 2 2 (kreşte 1 gün önce kutlayacağımız için 2 kaldı ona göre) diye geziyordu evin içinde...


İşte böyle. Ayını gününü sayarken, gözünün içine bakarken su gibi akıp giden 4 yıl! 

4 yaş insan hayatında ne küçük oysa? Ama şimdi benim için ne 'enteresan', onun için ne 'büyük'...

4 OLCAM BEN

Ol oğlum

Her ne kadar şu özentiliğine uyuz olsam da, hayatta başka hiçbir takıntın olmadığı, çevrendeki şiddet yanlısı babaların yetiştirdikleri yavru faşistlerin tüfekli tabancalı oyunlarına ayak uydurmadığın,  annenin yemeklerini bütün abur cubura tercih ettiğin için, küçük yardımcım, minnak sırdaşım, ölümüne kankam olduğun için, sabahları beni öpmeden evden çıkmadığın için, her akşam koala gibi boynuma sarıldığın için ve hayatıma kattığın tüm güzellikler için.. hiiiç takılmıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder