22 Aralık 2011 Perşembe

Evrimi Anlamak

Mercan'ın dinozor merakı malum, onu doyurmak için bildiklerimizi anlattık, alabileceğimiz kitapları aldık, bulduğumuz tüm belgeselleri videoları izlettik. Dinozorların totalde yaklaşık 156 milyon küsür yıl yaşadıklarını (tabi bu rakam onun için birşey ifade etmiyor, 50'ye kadar sayabildiği için, ama çok çok çok bir zaman olduğunu biliyor) ve bu süreç içerisinde evrilerek farklı boylara geldiklerini, büyüdüklerini küçüldüklerini, farklı formlara büründüklerini, et yiyenini, ot yiyenini, uçanını kaçanını biliyor. Ayrıca bu bilgilerin nasıl
elde edildiğini, fosilleşmeyi, fosillerin yaşının belirlenebildiğini de anlatmıştım.

Geçtiğimiz cumartesi akşamı oturmuş güzel güzel patlamış mısır yerken bir soru sordu Mercan. Öyle bir soru ki, o sorunun alternatif yanıtlarına, inanılana, düşünülene vs.'ye ait o güne kadar hiçbirşey anlatmamıştım "merak ettiği zaman, ilgilendiği kadarını ver" ilkesini çiğnememek için.

Soru çok naif, içten ve netti;

"Peki anne ben bişey soycam" dedi, kulaklarımı dikti önce...

"Dinozoylayın bazılayı öldü, bazılayı evyim geçiydi, ama peki insan nasıl oldu?"

O an 4,5 yaşındaki oğlumun; oyun, yemek, oyun üçlemesinden mütevellit hayat döngüsünün içinde böyle şeyleri merak edebiliyor olmasının mutluluğunu yaşadım. Hatta abartmıyorum çok fazla mutlu oldum. Sonra içimde bir an tereddüt yaşadığımı hissettim. Çünkü anlattıklarım başka soruları doğuracaktı, o soruları da itinayla yanıtlamam gerekiyordu. Bu kadar şeyle kafası karışırmıydı diye düşündüm. Tereddütüm bundandı. Yan tereddütlerim de vardı aslında, anlattıklarımı okulda, veya diğer sosyal çevrelerde paylaşmaya kalktığında nasıl bir tepki görürdü?

İç ve yan seslerimi bir yana bıraktım sonra aniden. İki yol vardı; benim bildiğim şeyi bilimsel verilere dayandırarak ve görsel materyallerle destekleyerek anlatmak veya benim inanmadığım ama nüfusun %50'sinden fazlasının inandığı şeklini hiçbir kaynak gösteremeden hikaye anlatır gibi anlatmak.

Hangisini seçersem seçeyim, ben ne anlatırsam anlatayım alacağı cevaplar onun bu konudaki benimseyeceği gerçek olarak sayılamazdı aslında. Sonuçta ben de bugün annemin bana anlattığına inanmıyorum. Sonra bundan iki yıl önce okuduğum bir yazı geldi aklıma, anlatmak aslında güç değildi anlamaya çalışan -veya en azından buna istekli- birine....

"Hepimizi allah yarattı" deyip küçücük dünyasına uzun yıllar cebelleşeceği bir tabu sokmaktansa "aslında insan, gelişmiş bir hayvandır oğlum" diyerek girdim konuya...

m: hayvanmı
d: evet hayvan, ama gelişmiş bir hayvan, zaman içinde evrilerek ellerini kullanmayı öğrenen, bunu öğrendikten sonra da başka neler yapabileceğini düşünerek zamanla beynini de büyüten bir hayvan.

uzaklara baktı kaldı...

sonra ben koltuktan kalktım, ona aklıma gelen ilk şeyi hareketlerle anlattım. Homo dediğimiz türün dört ayak üzerinde dururken; geçen zamanla çevredeki tehlikeleri görebilmek ve kendini koruyabilmek için arka ayaklarının üzerinde ayağa kalkmayı öğrendiğini ve böylece ellerini boşta bırakarak onları kullanmayı keşfedişini anlattım.

Ve sonra o eller ile yapabilecekleri şeylerin fazlalığının farkında olduklarını, alet üretmeye başladıklarını, ateş yakmayı bulduklarını, diğer hayvan çeşitlerinden üstünleştikçe onları evcilleştirmeye başladıklarını, ev yapmayı, yuva kurmayı öğrendiklerini, kas gücü gerektiren işlerin sıklaşması yüzünden zamanla tüylerinin azalmasını, üşümeye başladıklarını keşfettiklerinide, örtünüp giyinmeyi öğrendiklerini..... bir sürü şeyi -aklıma gelen temel ve basit şeyleri- 15 dk. boyunca anlattım.

Sonra arayı açmadan hemen youtube'dan aklıma gelen ilk videoyu arayıp buldum, Carl Sagan'ın ilkel yaşamdan, insanın evrimine kadarki süreci basit çizimlerle anlatan videosu... 2. dakikaya kadar ki kısmı o anlatımların üstüne çekilir şey değildi Mercan için, daha doğrusu fazla detaylıydı. O detayları sonraya sakladım, 3. dakikaya kadar ilerleyip play tuşuna bastım.

Alt yazıları okudum Mercan için, bazı tabirleri yine basitleştirerek.

Sonra küçük bir soru sordum Mercan'a; "çok mu karışıktı annecim" dedim.

m: "yoo" dedi,
d: çok basitmiş, bi daha izleyebiliymiyim?
m: tabi, hatta sonra sana başka şeylerde izletmek istiyorum
d: tamam çok heyecanlı

1 saat kadar o video senin, bu video benim izledik. Körelen organlar, anatomik benzerlikler konusunda konuştuk bolca...

İnsanın DNA'sında, bu kuyruk yapısının bilgisi var. Bazı bebekler ana karnında oluşurken bu genler bastırılmış halden çıkıyor, ve kuyruk beliriveriyor

Bir kaç saat sonra da sevgili geldi eve. Mercan'ın bana sorduğu soruyu ve heyecanlandığımı anlatmaya çalışırken, Mercan'da babasına modern insanın nasıl bu modern forma ve üst bilgiye geldiğini anlatıyordu. Üstelik benim cümlelerimle değil, kendi yorumlarıyla!

Bu anlatım sonunda ben anladım ki; mantığına yatmayan birşey vermemişim ona. Dile döktüklerim konu başlığı denebilecek kaba saba şeyler olmasına rağmen, arada bırakılan boşluklar ve detaylar zamanla doldurulacak bunu biliyorum.

 ~ 

Ayrıca, postun başlığıyla ilintili olarak,  gerçekten evrimi anlamak isteyenler için nacizane 2 kaynakça, el emeği göz nuru, bilimin ışığı...



2 yorum: