27 Aralık 2006 Çarşamba

Dileklerinize dikkat edin!


Her yeni yıl arefesinde o yıl için kendime bir hediye dilerdim.

Yeni olan herşey güzeldir, insanı heyecanlandırır ya. İşte benimkininde önemi yoktu ne istediğimi bilmezdim ama benim için iyi olabilecek herhagibir şey isterdim işte. Tabi yeni bir kazak veya cilt bakım seti buna dahil değildi. Yeni bir iş, yeni bir ev, yeni bir arkadaş.... gibi diyelim.

Çok param olmasını asla istemedim ama. Hep gerektiği kadarını istedim. Kimi zaman bunu da yetersiz buldum ama aç değildim açıkta hiç değildim. Yeni bir yıla girerken dilek tutmakta bile kararsızlık çeken onca yoksul evsiz barksız insan varken benim sahip olduğumdan fazlasını arzu etmem tam olarak ne idi siz bilin! Ben vasat mutluluklara tav oldum hep.
Yine öyle olmasını istedim.

Henüz çok küçükken ne gereği varsa artık.. iyi bir eş hayali kurardım. Etrafımda pervane, biraz öfkelenen, biraz yumuşacık helva şekeri gibi. Tatlı sert birisi. Bana gözü gibi baksın, dinlesin, konuşsun, yardım etsin, yanımda dursun... Öyle bağlanalım ki birbirimize elalem çekirdek aile görsün!

Kavgalarımızın sonu bile belli olsun!

Allı güllü bir evim olsun isterdim... Renkten kafa yoran, ama en önemlisi beni rahatlatan. Evimde bir maskotum olsun isterdim. Kedi, kuş, kablumbağa... Eşe dosta anlatacak maymunlukları olan, yeni şeyler öğrenen, akıllı mı aklıllı ve zehir gibi bir canlı.

Beni bağırtsın, delirtsin, bela okutsun. Ama akşam oldumu benim sıcağıma muhtaç gelip kucağımda çöreklensin.

Çamaşırların yıkanış şekillerini, sofra düzenini, giysilerin yerleşimini, eve girip çıkanın muhtarlığını yapmayı... "Hayır temizlik yapmam lazım" deyip geri çevirebilmeyi birilerini...

Anladınız işte, bir evim olsun isterdim. Sonra huzur içinde bir fincan kahve içebilmeyi istemiştim önceki senelerde. Hem de çok!

Tadını çıkara çıkara. Kokusunu içime çekip onunla doya doya.

Amerikan filmlerinde mega güçlü kabiliyetli ev annelirinin yaptığı çikolatalı ve fındıklı dağınık kurabiyelerden yapmak isterdim. Ve en azından 3 gün mutfak masasının üzerinde ikamet etmelerini!

Ve gerçekten zamanı geldiğinde bir çocuğum olmasını. Ancak zamanı belirlemem mümkün değildi. O yüzden zamanı geldiğinde dedim, o kendiliğinden gelir diye düşündüm. Gerine gerine yürüme hayalleri kurdum.
Hayallerimle bakıp sevdim, iyi yetiştirebilmeyi diledim.

Canım istediğinde oraya buraya gitmeyi istedim. Tek başıma.

Ve tepem attığında kapıyı vurup gitmek!

Çaresiz kaldığımda gidip alışveriş yapacak kredi kartı limitim olsun istedim.

Bu liste uzar gider ya.. neyse ben sadede geleyim.


Dileklerinize dikkat edin dedim ya! Gerçekten dikkat edin. Çünkü birgün gerçekleşiyorlar. Er ya da geç. Hiç beklenmedik bir anda hayatınıza kaynak yapıyorlar.

Hadi şimdi 2007 için bir dilek tutalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder