27 Aralık 2006 Çarşamba

Gün gelir herşey siyah beyaz olur



Eskiyen yüzler değil, buruşan sadece eller değil. Ben istemez miyim unutmayayım her dostumu tek tek arayayım, hatırlarını sorayım, hepsini ziyaret edeyim. Veya istemezmiyim beni arasınlar, hatırımı sorsunlar, çat kapı gelip birer kahvemi yudumlasınlar.


Kar yağdığında gözleriniz dalıp içinizde birşeyler hop edip yatışıveriyorsa, sonra nedense hep öyle anlarda duyuluverilen şarkılar birden giriyorsa fon müziği olarak ve siz sakin sakin ağlamak istiyorsanız..
.

Hayır yaşlanmış sayılmazsınız.

Yani en azında sizin şahsınıza yapılmış bir hareket değil.

Cümleten yaşlanmışızdır.


Bu yıl bahçemize ilk kar düştüğünde (kasım'06) kızarmış ekmek kokuları geldi burnuma. Ve hemen hatırladım yoğun kar yağışı olan günlerde okuldan eve gönderilişlerimizi, annemin beni sıcacık sobanın yanına oturtup, miss gibi kızarmış ekmekli kahvaltılar hazırlayışını!


Sobada ısıtıp verdiği çorapları

Soğuk kış akşamları ayaklarım ısınsın diye sobaya dayadığım ve yaktığım patikleri


Yılbaşında televizyonlardaki programları.
Oram buram görünmesin rtuk bize elleşmesin diye tüllerle çıkan iki salınıp kaçan dansözleri

O zamanlar daha yaşlı olan Sibel Can'ı


Ağ-ağ-ağ-ağ diye 5-6 dk nağme yapan Muazzez Abacı'yı


Bütün gece kıtlıktan çıkmışızda bula bula çekirdek bulmuşuz gibi yenen çekirdeklerin kabuklarını


Ertesi gün yine kabuklara söylenen annemi


"Biz niye birbirimize noel hediyesi almıyoruz ki" sorunsallarımı...

Anneannemin elmalı-cevizli kurabiyeleri (mümkünse pudra şekerli)
Sonra...

Anneannem


Anneannem deyince zaten ben yine geçmişe yolculuk yapıyorum.
Çünkü zamanın geçtiğini kendimizdeki değşikliklerden ziyade çevremizdekilerde meydana gelen değişiklerden anlıyoruz.

Onun boyu kısaldıysa, iki büklüm olduysa, koluna girmekte biraz daha zorlanıyorsan...
Evet evet yaşlanıyoruz. Ve kabul edemiyoruz geçen zamanı. Elimizde sadece o gün verdiğimiz pozu bir türlü beğenemediğimiz ama bugün imrenek baktığımız fotoğraflar kalıyor.

Belki yaşlanan onlardır.

Fotoğraflarda yaşayan bizlerizdir.


Sorumluyu bulmak oldukça güç.

Çünkü kabullenememek suç.


Fakat ne acayiptir ki, annenin seni kollarına aldığı günün fotoğrafı ellerinin arasındayken, önüne eğilip ayaklarını görememek. O tümseğe bakıp gülümsemek.

Ve "ne kadar yaşlandım" diye geçen sene bu zamanların resimlerine bakmak....




Sevgiyle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder