22 Mart 2007 Perşembe

Gün gelir, gün biter

Nedense 1-2 gündür kendimi Mercan doğmuş da kaçak kaçak gelip şurada oturmuş gibi hissediyorum.

Oğlumda artık gerçek bir insan yavrusu. Güzel bir uykuyu, yastığa sarılıp uyumaları, yemeğin en lezzetli yerini, bilgisayar başında oturmaları, geç saatlere kadar tv izlemeyi kesinlikle çok görüyor.

Hafif yatar pozisyonda kandırabilirsem kandırıyorum. Tabi onu okşarken ve konuşurken, hele bir de o kadar kaykılmışken ister istemez anne off oluyor.


Off oğlum of

Klavyenin senini kesinlikle tanıyor. Ben şıkır şıkır yazmaya başladığımda "aha bizimki günlük olağan bişeyini yapıyo yine anlamıyorum ama iyi bişidir herhalde, hadi bende eşlik ediyim bari" diye iki tekme geçiriveriyor.

10 yaşına gelmeden evdeki servis tabaklarını sonrasında ise sağda solda gördüğü genişliği elverir betonları ayağıyla kafasıyla kırmaya kalkışacak diye korkuyorum.

Biraz fazla mı süt içtim?

53 gün demek 50 gün demek.

3 gün sonra 49'dan geriye saymak demek. 49'dan geriye saymak demek farkına bile varmadan "aa 39'a gelmişiz" demek.

Sayılı gün çabuk geçer.

Sevgili kocim bir Mercan Sayacı yazdı, kurduk bilgisayarlarımıza gün, saat, dakika, saniye olarak geri geri gidiyoruz.

Bilgisayarımı açtığımda "10 gün 9 saat 47 dk., 23 sn" yazacak bir gün. Ve ben 'yusuuuf' diyemeden bütün sülaleyi ayağa kaldırmış olacağım.

Ama hazırım. Oğlumun rahat mı rahat (bu cüsseyle denemedim herhalde rahattır) bir yatağı var. Hali hazırda bir ineği (ben) de olduğuna göre gelmesinde hiçbir sakınca yok. Zaten ihtiyacı olan şeyler bunlardan ibaret...

Hastane çantamı bile hazırladım. Kendimi iyi hissetmeme ve henüz erken olduğunu düşünmeme rağmen, sanırım artık biraz sabırsızlık, biraz can sıkıntısından.

Çantamı alıp hastaneye gideceğimiz gün hava güzel olur umarım.

Güneşli bir havada güneş gözlüklerimi takar, içimden 3,5 atarken etrafıma gülücükler saçarak hastaneye gidebilirim.

Mercan'ımın doğduğu günün fotoğraflarında hep pencerelerden sızmış güneş olur, ve herkesin gözünde ışıltılar yüzünde gülücükler.

Takip eden günlerde güneşin doğuşu ve batışı arasındaki süreden birşey anlamayacağım ne olsa. Bari ıngaaaları duymadan güneşle bakışalım.

Hamilelikte gözümü açıldı. Anne-bebek konusunda kendini aklımın almadığı şeylere adamış ne kadar çok firma, kurum, kuruluş, dernek, organizasyon, online faaliyet ve birlikler var.

Bebeğin ihtiyaç listesi, annenin ihtiyaç listesi, doğum çantası ihtiyaç listesi gibi bir çok liste oluşturulmuş durumda, ve arayınca bir çok alternatifiyle burun buruna geliyorsunuz. Anneanneme gösterdiğimde kadın şaşkınlığını saklayamadı.

Aynı dışa vurumculuğunu "yan yatırma yastığı" diye bir objenin varlığından haberdar ettiğimde de yapmıştı.

Sektör biz hamişlerin beyin büzüşüklüğünden faydalanmaya çalışıyor.

İçimizde büyüyen canlıya karşı öyle anormal duygular besliyoruz ki "havası suyu faydalı" diye ilan etseler dünyanın bir ucundaki balta girmemiş ormana gider yaşamaya kalkarız.

Güvenli yatış yastığım, organik giysilerim, odamı nemlendirecek buhar makinam ve daha başka bir sürü ıvır zıvırım olmadan; 5-6 muşamba, 5-6 amerikan bez, ve belki 8-10 kundakla büyümüşüm.

Ve tüm bu 'ilkelliğe' rağmen, inanmayacaksınız ıngaa diye ağlamış, geceleri gaz sancısı çekmişim!

İnsanın aklı almıyor

:))

Kafamdaki en çok şişen balon nasıl bir anne olacağım sorunsalı.

Olayları büyütmeden, üzerine boğmak istercesine düşmeden, her türlü çocuksal eylem ve davranışı sabırla izleyerek, dinleyerek; gerektiğine aynısını yaparak.. oğluma çocuk irisiymişim kadar yakın, ama canı yandığında yaptığım uyarının ciddiyetini kavratacak kadar anne olmak istiyorum.

Bunlar hiçbir antibakteriyel olduğu iddia edilen ürünle, pamukla, gıdayla, oyuncakla vs. olamayacak şeyler.

Sadece ilgiyle elde edilebilir.

20 yaşına geldiğinde "kaç gece başında sabahladım" gibi nidalarla oğluma söz geçiremem. Annem bana geçiremedi ki ben oğluma geçireyim. Ben nasıl şimdi anlıyorsam annemi, o da ancak bir çocuğu olduğu vakit anlayabilir.

O yüzden hakettiğini vermekle ve onun da aklının zehir gibi işlediğini, hiç bir sözümüzü veya herekitimiz unutmadığını benimseyerek belki başarılı olabileceğiz.

Bu konuyla alakalı çok şey okudum malesef. Herhangibirinin etkisinde kalmak veya hepsinin birden tam ortasında kalmak arasında gidip gelen korkularım başgöstermeye başladı ki okumayı bıraktım.

Şimdilerde sadece kendime güvenmeye ve gaza getirmeye çalışıyorum.

Sizlerde gaz vermek isterseniz 3430'a kısa mesaj gönderin :)))



9 yorum:

  1. sevgili Derya,haklısın gün gelecek bu bitecek ve bebişlerimizi kucağımıza alıp bol bol kokluyacağız inşallah.Ben şuanda o kadar keyifliyim ki...benden 2 hafta öndesin ve senin hasretin önce bitecek:)Bence onları taşımak,içiçe yaşamak,inanılmaz bi his,anlatması ne kadar zor değil mi?Bu duygununda tadını sonuna kadar çıkarmaya devam edelim,sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Dun aksam dogum kursuna gelen ciftlerden biri birden bire kucaklarinda mincik bir bebekle geldiler. Meger 1 ay once tesrif etmis beyefendi. Cok hazirliksizdim diyor kiz, anlatti tum sinifa dogum hikayesini, hastane cantam bile hazir degildi dedi. Dogum binasi yerine acil'e gitmisler falan tam bir acemi panigi yasadik diyor. Dogumu da 30 dk icinde olmus bitmis cok kolay olmus ve diyor ki; " Cok kolay oldu, cok cabuk gedi bebek, dogdugunda ise icimde bir bosluk hissettim, bu kadar ay ben onu tasidim ve anladim ki hic bitmesin istedim.Niye boyle hazirliksizken bitti ki diye azicik uzuldum, 1 ay daha karnimda olacak sanmistim" dedi uzgun uzgun. :)
    Hem hamilelik guzel, hem de dogurmak...Hem gelsinler biran once, hem dursunlar azicik daha :)
    Derya'cigim, sen hem cok iyi bir hamilesin hem de cok iyi bir anne olacaksin.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Derya, umarım sağlıkla güzelmi güzel bir bebişin olur ve sen hep güzel günlerini-mutluluklarını görürsün...takipteyiz..

    YanıtlaSil
  4. Alemsin kızım ne diyeyim:)
    ben yine kısa bir belgesel izlemiş kadar oldum sayende:)))
    ben de sabırsızlıkla bekliyorum...
    Kocaman öpüyorum 2nizi de;)

    YanıtlaSil
  5. Derya, ara verdin epeydir. Dogurdun mu yoksa? umarim hersey yolundadir.

    YanıtlaSil
  6. Ayni tarihlerde cok yakin bir arkadasim da dogum yapacak. Senin bahsettiklerinden en iyi o anlayabilir su an :)

    Pazarin bizi her türlü yarattiklari -yeni- ihtiyaclar icin somurdugu kesin. Ama dedigin gibi böyle bir varlik yaninda dunyadaki tum diger seyler oneminden azalir herhalde..
    Ben seni okuyarak ögrenenlerdenim :)
    O kadar bilgisizim ki minik yaratiklar hakkinda, bugun epey rezil oldum bebek reyonunda! Tam 30 dakika birkac aylik hicgörmedigim bir bebek icin giysi aradim!! Ne boyunu ne enini biliyorum bu bebeklerin! Yanimdan gecenlerin bebeklerinin uzerine elbiseyi koyup sormak zorunda kaldim 3 kez!
    Tek ögrendigim cok ama tahminimden cok hizli buyudukleri. Bir kac ay arasinda bile kiyafetler bambaska uzunlukta! Minik canavar bunlar!

    O yuzden her aninin keyfini cikar bebeginle! Ne hizla buyudugunu anlamayabilirsin gözlerinin önünde olsa da sonra.
    Ve hep gulumse ki o da gulumsesin ;)

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  7. Tam bir hafta oldu en son yazından bugüne kadar...Umarım herşey yolundadır ve iyisinizdir:)

    YanıtlaSil
  8. Ne güzell yyaa kıskandım şimdi ben seni, son zamanlarda bende de bir çocuk arzusu anlatamam.Allah kolay ve sorunsuz bir doğum nasip etsin ...tüm melekler sizinle olsun.sevgiler.

    YanıtlaSil
  9. Ben deniz penguen bir kaç gündür hareket kısıtlılığı gibi birşey yaşıyorum. Yaptığım yürüyüşlere rağmen bacak ağrılarım başladı, hatta kramp bile girdi :)) gülerim tabi ağlanacak halime, ne olsa hormonal bir dengesizlik söz konusu.

    Özetle.. Hayır doğurmadım, doğuramadım, ama tez vakitte sağlıcakla oğluşumu kucağıma almayı diliyorum, öpüyorum..

    Merak etmeyins yani :)

    sevgiler
    ~d~

    YanıtlaSil