22 Ağustos 2007 Çarşamba

Başlıksız




















Zamanın birinde (nasıl bir zaman anlatımıdır anlamam)bir varmış bir yokmuş (deeermişim)...

Tamam suyunu çıkarma!

Adamın biri boş boş oturmaktan baymış kendi kendini.. Hayatın anlamını bulmaya takmış.

Bulduğu (daha doğrusu bulamadığı) hiçbir cevap onu tatmin etmemiş ve başka cevaplar bulmak için herkese sormaya başlamış hayatın anlamını. Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş, ancak elbet bir cevabı vardır diye vurmuş kendini yollara ve köy köy, kasaba kasaba dolaşmış.

Umutlarını yitirecekken bir köyde konuştuğu insanlar ona bu sorunun yanıtını ancak bir kişininin verebileceğini söylemişler. Dağları tepeleri gösterip "aha bu tepenin arkasında" şeklinde biryeri işaret etmişler. Resmen posta koymuşlar.

Amcam söz konusu bilgenin evine vardığında içeri girmiş ve ona da hayatın anlamının ne olduğunu sormuş. Bilge de -bilge ya!- "sana bunun cevabını söylerim ancak önce bir sınavdan geçmen lazım" demiş...
Adam kabul etmiş.

Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline, içine de silme zeytinyağı doldurmuş. Ne saçma!

"Şimdi çık bahçede bir tur at ve geri gel, yalnız zeytinyağımı dökme, bakıcam kontrol edicem" demiş.

Adam gitmiş geri gelmiş. Gerçekten de bir damla dahi eksilmemiş kaşıktan. Çünkü gözlerini kaşıktan ayırmadan yürümüş geri dönmüş..

Bilge bakmış. Zeytinyağı tam... "Bahçe nasıldı?" diye sormuş adama.

Adam bön bön bakmış tabi. "Ben kaşıktan gözümü ayırmadım..?!?!"
Bunun üzerine bilge; "o zaman tekrar bahçeye çık, bir tur at gel. Ancak bu kez bahçeyi gez, gör. Oradaki güzellikleri gör" demiş.

Adam gezmiş görmüş geri gelmiş biraz sonra. Bilge ona sormuş "bahçe nasıldı" diye.. Adam bahçede gördüğü güzelliklere duyduğu hayranlıktan bahsetmeye başlamış. Kaşığa bakmışlar. Zeytinyağından eser yok.

Bilge gülmüş..
"Hayat senin bakışınla anlam kazanır, ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider sen farkına varmazsın, ya da görebileceğin tüm güzelliklerin ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın da anlam kazanır" demiş.

"Hayatın anlamı senin bakışlarında gizli"


Ne yapmaya çalıştığımı, neler yaptığımı, neler yapapileceğimi sorguluyorum bazen. Yolu yürüsem mi, şuradan bir taksi mi çevirsem?...

ve anladım ki (daha önce de anlamıştım ancak karmaşadan unuttum, bir süreliğine unutmamak üzere yeniden hatırladım-herkese olur-) hayat acayip güzel. Hayat kocaman bir sürpriz, facia, fiyasko ve rüya...

Hayat hergün ayrı bir renk. Dün turuncu idi. Bugün yeşil, yarın mor... Ara sıra siyah, bazen gri. Ama neticede apayrı.

Hayatın anlamı bugün benim için Mercan'ın gülüşüydü. 1 sn. olsun ağlatmamak. Kaşınan diş etlerini kaşıyarak onu rahatlatmak, uykusunu alabilmesi için bu sıcakta koltuğa mıhlanıp 1,5 saat onu sallayarak uyutmak. Pilim bitene kadar...

Dün de hayatın anlamı "mutlu et kendini" idi. Omuzlarım her öne eğildiğinde, içim darlandığında omurgamı dikleştirip yüzüme iki şaplak attım. Canlan, uyuma!

İnsan harcadığı kadar enerji üretiyor. Biraz kestireyim dersen, bütün gün uyuklar durursun. Deli danalar gibi koşturup şarkılar söylersen günün öyle cıvıl cıvıl geçer.

Pozitif düşünmeye yöneldim. Kendimi kandırmaya, olumlu düşünerek mutlu olmaya sevk ettim.
Belki çakan olmuştur kişisel gelişime yönelik bir kitap okuyorum :) Nlp'ye sardım. Uygulama henüz sıfır, ancak okuyarak kendimi gaza getiriyorum. Belki farkına varmadan uyguluyorum.

Nlp yemek yapmıyor, Mercan'la oyun oynayamıyor.
Bu durumda Mercan'a nlp teknikleri öğretmek gerekiyor.

Anne de ağlayacak, biraz az ağla.
Anne top atsan uyanmaz hale geldi, en iyisi gece uyanma.
Anneye ihtiyacın yok, mama biberonda.
Anne agu egi demekten konuşmayı unutacak, tez vakitte anne veya baba de kadın paralanmasın.

Teknikleri öğrenmeli.

Şimdilik kullandığı yegane teknik ağlamak, nedenleri sayısız

a) Açım
b) Uykum var
c) Canım sıkıldı
d) Oyun oynamak istiyorum
e) Gezmek istiyorum
f) Dişlerim kaşınıyor
g) Çok sıcak bayılıcam, yelle beni
h) Ben cücük bir bebekim, kucağına al okşa beni
i) Gıcıklık olsun diye ağlıyorum
j) Emziğimi verin ulan!
k) Hepsi
l) Joker hakkımı kullanmak istiyorum

Yani hep o, hep o. Al işte nereden nereye.. Hayatın anlamı çocuuum. Çocuuumun günlük macera ve beklentileri. Bugünü, yarını.

Tutup ağzına sokmaya çalıştığı ayakları, meyve sularını afiyetle içerek beni mest etmesi.

Oysa ne yumuk, ne sessiz, ne sakin.. Ne bebek bir şeydin sen...

7 yorum:

  1. Iste hislerime tercuman olmussun. Bugun benim de belim kirildi kucagimda uyutmaktan, ama aldigim haz sonsuzdu.
    Bu guzel, icten yazilara neden insanlar yorum birakmiyor anlamiyorum?
    Ben seni de Mercan'i da cok seviyorum Derya. Ve nlp'nin de ise yaradigini goruyorum ;)

    YanıtlaSil
  2. annelerin gücü adına:)
    Gerçekten bugünlerde aynı şeyleri hissediyor ve yapmaya çalışıyoruz.Dediğin gibi ne büyük mutluluk bebeklerimizle olmak,saatlerce sallamaktan belimiz kopsada:)
    Hislerimizi ne güzel anlatmışsın yine,ağzına sağlık:)

    YanıtlaSil
  3. Bebişkocuğun ile güzel bir hayat diliyorum önce... Bebeklikleri çok zor ama çok güzeldir. Veeeee, çok da çabuk geçecek bu güzel dönemleri. Keyfini çıkart ve bu günlerin kıymetini bil. Ben benim oğluşun bebekliğini çok özlüyorum. Tabi her dönemleri ayrı güzel, ayrı bir deneyim

    YanıtlaSil
  4. Ne kadar büyümüş Mercan. Biz de hemen hemen aynı şeyler yaşıyoruz. Olumlu düşünmeten başka çare yok gibi olumsuz düşününce bir de mutsuz oluyor insan.

    YanıtlaSil
  5. Hayat, gökkuşağı tadında:))

    YanıtlaSil
  6. MAŞALLAH KIZIMIN KÜÇÜKLÜĞÜNÜ ANIMSATTI BU HALİ...MELEKLER GİBİ DEYİMİNİN TAM DA YERİ...RABBİM SİZE BAĞIŞLASIN.... www.aysemmm.blogcu.com

    YanıtlaSil