5 Eylül 2008 Cuma

Outdoor'da "Metin Olun"...

1 hafta, belki uzun süredir Penelope Cruz'un puslu bakışları, rüzgardan dağılmış saçları ve yine rüzgardan korunduğu belli, sarındığı içine gömüldüğü ceketiyle, beklenen sonbahar-kış kreasyonlarına biri yollara düştü. Yollara düştü derken yanlış anlaşılmasın yani, yollarda sürünen İstanbul kadınına ulaşmak için reklamınızın da yollara düşmesi gerekir. Hemen her durakta gördüğüm o üşümüş kadın imajı son zamanlarda özendiğim yegane şeylerden biri haline geldi. 

"Havalar soğusada üşüsem"

Sapıkça değil, kışı seviyorum. Üşemeyi de belki. Sonuçta kış daha stabildir. Kararlıdır, hava koşullarına karşı kendimize ayar çekebiliriz. Üşüdüğümüz kadar giyinir, giyindiğimiz kadar ısınırız. Ancak biliyoruz ki yazın soyunsak da terliyoruz. Mobil klima diye bir olgu olmadığından da serinlemek ofis veya evlerimizde, olmadı küvetin içinde havuzda denizde oluyor. Masraflı bence. Hemde kesin çözüm değil, klimanın atış alanından 1 metre sapsan şıp şıp terlersin.

Biraz ümitsizim. Çünkü aylardan eylül, yazın bitesi yok, bitmeye niyetlense bile kış gelir mi ne zaman gelir muamma.

Ama şöyle kış gelse, kıllı tüylü çizmelerimizi, hırkalarımızı kazaklarımızı giysek, eller cepte tir tir titreyerek yürüsek İstanbul'da.

Markayla ilgili yorumda bulunmuyorum. Sevdiğim, beğendiğim, hatta zaman zaman hayretle hayranlık arasında elime aldığım ama kimi zamanda "yok bunu giyemem" diyerek malesef yerine bıraktığım nadide orjinal güzellik.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder