14 Ocak 2009 Çarşamba

Bu-günlük


Neredeyim, ne yapıyorum, veya nerelerde hangi sularda yüzüyorum acaba. Yoğun, yorgun ve tıka basa doluyum. Bir küp turşu gibiyim. Bir sürü şey bastırdım, üst üste koydum, bastırdım, koydum bastırdım. Kapağını kapatmaya çalıştım. Zor oldu! Neleri koydum küpün içine neleri açıkta bıraktım onun analizini yapmalı ve hatta küpü camdan dışarı fırlatmalı belkide. 
Doldu bu küp, kaldır at. 

Ben yazmayalı, günlük.. Dedem felç geçirdi. Anneannemin korkusunu üzerimden atamamışken dedem hepten yüreğime indirdi. Günlerce düşündüm dedemle el ele tutuşup markete ekmek almaya gittiğimiz yaz tatillerini. Tek derdimin büyümek olduğu günleri. Bilseydim benim büyüten yıllar onları alıp aşağı çekecekti hiç istemezdim bunu. 

Oldu. Şimdi o fizik tedaviye gidiyor, ve malesef benden çok uzakta teyzemde kalıyor. 

Çok üzülüyorum.

2009'a da paldır küldür girdim. Yoğun, uykusuz, gecesi sabahı birbirine girmiş günlerin sonunda 10'dan geriye doğru saydı insanlık. 

Mercan boyaların tadına baktı, renkli hayallerin tadına vardı. Kağıttan çok yanaklarını boyadı oğlum, ama çok çok mutlu oldu, annesi önüne kocaman boya paletini koyunca. Tüm dünyalar onun oldu. Gözlerinden ışıklar fışkırdı, içi dışına çıktı. Bir çocuğun heyecanlanması nasıl olur? Bilen bilir...

Mercan tam 20 aylık bir genç oldu. Çok büyüdü 2 ay içinde, kazaklar düdük gibi bolero oldu küçük sandığım bedeninde. Baba oldu oğlum. Sarı peluş bir köpeğe..

Başta itici geldi ve vazgeçirmeyi düşündüm ama ondaki sahiplenme duygusunu gözlemleyince vazgeçtim. Her akşam "kaka" diyerek altının değişmesi gerektiğini söylerek koltuğa yatırdığı bir köpeği var oğlumun. Odasından bez ve ıslak mendilini alıp getiriyor. Yakından ilgileniyor onunla. Nasıl bir gözlemlemedir bu! Bezin bantlarını muntazam açıp köpeğin altına yerleştiriyor. Nasıl bir yön duygusudur bu! Köpeğin poposunu buluyor. Kuyruğunun altını kokluyor "kaka" tespiti yaparken. Sonra yatırıyor güzelce, üstünü örtüyor, öpüyor. Çok tatlı, küçük ama kocaman bir öpücük. O köpeğin yerinde olmak istiyorum çünkü ne zaman "öp beni oğlum" desem öpmem için yanağını uzatıyor. Oysa o köpeği bal gibi öpüyor.


Evlat işte :)

Her akşam yemekler pişiriyor bize. Yumurta sahanında her akşam ayrı bir yemek pişiyor, tattırıyor, bazen "yanıyo yanıyo" diye etekleri tutuşuyor bizimkinin :))

Babası gibi iyi bir ev erkeki olacak oğlum.

Ve ben yorgun argın dargın, bir yılı bir yaşı geride bıraktım. Bugün yaşgünümde. Çok durgun girdim yeni yaşıma. Niye böyle oldu bilmiyorum. Veya bildiğim halde kandırıyorum kendimi. Zaten Mercan'ın hayatıma girişinden sonra yaşgünümü yitirmiştim. En sevdiğim özel günüm sıradan bir gün oluverdi. Artık özel günüm oğlumun yaşgünü.

Çünkü illa ki mayısın 2. pazar günü kutlanıyor, anneler gününe denk geliyor, faydalanıyorum oğlumun yaşgününden.

"İyi ki doğdun" diyorum.. İyi ki doğurmuşum, iyi ki anne olmuşum.


4 yorum:

  1. HOŞGELDİN :)

    VE SAĞLIKLI NİCE MURLU YAŞLAR DERYA:)

    YanıtlaSil
  2. Annelerin iki dogumgunu oluyor, biri dogduklari, digeri dogurduklari gun :)) Ikisini de kutlamak lazim:) Biri evladimizin, biri annemizin hatirina :))

    Nice guzel senelere, oglunla ve tum sevdiklerinle.

    Dedene de acil sifalar..

    YanıtlaSil
  3. Bizi unutmayan herkese, geçerken uğrayana, selamı çok görmeye...

    Kucak dolusu sevgiler.

    YanıtlaSil