Yazar, çizer ve müzik dalında da hatırı sayılır besteci, yorumcu ismi bilirim lakin yönetmen falan denince; film izlemeyi sevmeme rağmen yönetmen isimlerini hiç aklımda tutmadığımı, ilgilenmediğimi farkettim. Şayet izlediğim ve beğenmiş olduğum filme anlam yükleyen kişi yönetmen aslında. Oyuncuların payı yadsınamaz ancak, filme kokusunu veren yönetmen. Ve ben bugüne kadar izleyip beğenmiş olduğum birçok filmin yönetmeniyle ilgilenmediğimi farkettim.
Steven Spielberg, Wachowski Kardeşler, Quentin Tarantino, Oliver Stone, Woody Allen ve Tony Gatlif aklıma gelen ilk isimler.
Belki zilyon tane film izledim, milyon tanesine "uuu" dedim ama yönetmenlerini tanımıyorum.
Haftasonu bir isim çalındı kulağıma; Almadovar...
Pedro Almodovar |
Vizyondaki son filminin (La piel que habito / içinde yaşadığım deri) yine önceki filmleri gibi sıradışı olduğu, beklenmedik şeylerle izleyiciyi şaşırttığı söyleniyordu.
Dün akşam izledik. Ben beğendim. Yani "uuu" demedim aslında ama farklı konusu, görsel aktarımı ve özellikle müzikleriyle "hmmm" dedim.
Film, Fransız bir polisiye yazarı olan Thierry Jonquet'in 'Tarantula' isimli romanından uyarlama imiş.
Konusunu ise anlatmak istemiyorum, sadece biraz bahsedeyim; Antonio Banderas'ın canlandırdığı başarılı ve biraz saplantılı gibi görünen, iş bilir plastik cerrah Dr. Ledgard'ın intikamını konu eden bir film.
Kısa kısa geçmişe dönerek anlatıyor detayları. Ve filmin varış noktası... Teslimiyet ve kabullenmenin dibine vurup, sapkınlık ve hırsın neler yaptırabileceğini gösteriyor. İnsani içgüdüler, mesleki ahlak konularında sınırları zorlayan ve sanki tutsaklığın kolayca kabul edilebilirliğini anlatmaya çalışan bir film. 'İnsan ne zaman pes eder'in telaffuzu...
Estetik anlayışını filmin her karesine yansıtmış Almodovar, daha ilk sahnede göstermiş hatta. Bir kadını 'güzel, bakılası bir heykel' gibi görmüş, sonra yavaş yavaş canlandırmış o heykeli sanki.
Concha Buika |
Sonra müzikler... Alberto Iglessias var, Mago de Oz var ve Buika var...
Concha Buika'yı filme gördüğüme de ayrıca çok mutlu oldum, nedendir bilinmez 'hah ben bunu biliyorum' ifadesiyle içimi ısıttı "ne olacak şimdi" derken bir sahnede...
İzlenmeli 'İçinde Yaşadığım Deri'. Hayatı değiştirecek, kavramları sorgulatacak veya etkisinden kurtulunamayacak bir film değil. Daha içsel, melankolik bir sanatsal film. Popüler kültürün takipçisi olabileceği, sabun köpüğü filmler yöneten de bir adam değilmiş bu Almodovar onu anladım. Bazı gerçekdışı, abartılı öğeler mevcut filmde. Ancak çok sorgulamadım ve gözüme batan iğreti şeyleri görmezden geldim, çünkü bütün halinde oldukça tatmin ediciydi.
Şu an vizyonda, ama ben gece buradan izledim.
Diğer filmlerini de sırasıyla izlemeyi düşünüyorum, küçücük yönetmen dağarcığıma kattığım bu ismi sindirmek için...
Buika'nın göründüğü ve sesiyle kafa yaptığı sahne;
Filmleri;
2011 La piel que habito (İçinde Yaşadığım Deri)
2009 Los abrazos rotos (Kırık Kucaklaşmalar)
2009 La concejala antropófaga
2006 Volver (Dönüş) Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo Ödülü
2004 La mala educación (Kötü eğitim)
2002 Hable con ella (Konuş onunla) En İyi Özgün Senaryo dalında Akademi Ödülü
1999 Todo sobre mi madre (Annem hakkında her şey) En İyi Yabancı Film dalında Akademi Ödülü
1997 Carne trémula (Çıplak ten)
1995 La flor de mi secreto (Sırrımın çiçeği)
1993 Kika
1991 Tacones lejanos (Yüksek topuklar)
1990 ¡Átame! (Bağla beni)
1988 Mujeres al borde de un ataque de nervios (Sinir krizinin eşiğindeki kadınlar)
1987 La ley del deseo (Arzunun kanunu)
1986 Matador
1985 Tráiler para amantes de lo prohibido
1984 Qué he hecho yo para merecer ésto? (Bunu hakedecek ne yaptım?)
1983 Entre tinieblas (Karanlık alışkanlıklar)
1982 Laberinto de pasiones (Tutku labirenti)
1980 Pepi, Luci, Bom y otras chicas del montón (Pepi, Luci, Bom ve diğer sıradan kızlar)
1978 Salomé
Merhaba
YanıtlaSilBlogunuzu yeni keşfettim, Deli Anne sayesinde, ve gerçekten okurken zevk aldım, bunca zaman neden görmemişim bile dedim. Epey bir zaman geçirdim yazılarınız arasında. ve geçireceğim de anlaşılan...
Hoşgeldiniz mekila; güzel yorumunuz için çok teşekkürler. Dilerim beğeniyle okumanıza layık yeni paylaşımlarda da bulunabilirim.
YanıtlaSilSevgiler
Ben Atame yi seyretmiş sonra da Antonio Banderas`a aşık olmuştum, hey gidi günler :)
YanıtlaSilGeçen hafta izledik biz de aynı etkiyi bıraktı diyebilirim. Hani çok tatmin edici ne de izlenmeyecek kadar kötü.
YanıtlaSilNehir Ida - ben filmi unuttun bile biliyor musun? Sadece müzikleri kaldı bende, güzel bir playlist yaptım kendime...
SilHandan - Belki beş para etmeyecek biri, belki kusurlu oyunculuğu vardır bilemeyiz ama tartışılmaz bir karizması var :)
YanıtlaSil