Irkımız, hızla üreyen ve etrafa yayılan bakteriler, mikroorganizmalar!
Irkımız, yaşamını sürdürebilmek için çevresindekileri sömüren asalaklar!
Ne ekoloji, ne biyoloji, psikoloji, antropoloji, fizik, kimya... Hiçbir bilim dalının, hiçbir buluşu, düzenlemesi biz pis mikropları tatmin edemez, doyuramaz.
İnsan ölümlerinden haz duymuyorum. Ama dünyanın yaşanabilirliğinin sürekliliği için bizim azalmamız lazım.
Şu füzeler, roketler alanların satanların bi tarafında patlasa mesela. Bir deneme yaptıklarında hop kendi tepelerine düşse, yerle bir olsalar.
Depremler, seller, tsunamiler alsa götürse kurduğumuz şirret medeniyeti.
Köprüler, tüneller, gökdelenler, yollar yerle-bir olsa
Ne iletişim ağı kalsa, ne de yeniden kuracak nitelikte insanlar.
Uzun bir süre de kuramasalar
Sadece; bir 300-500 insan kalsa.
O kadarcık.
Dil, din, ırk bölge ayrımı yapmıyorum.
Yüzlerden falan bahsetmiyorum. Milyarlar diyorum.
Şöyle bir kırılsa dünyanın mikrobu!
Human Planet ve Aptallık Çağı ardından tamamen aynı his ve cümlelerle doluydum.
YanıtlaSilHah iyi hatırlattın, Aptallık Çağı'nı hala izlemedim yahu
Silçok hitlervari gördüm sizi :)
YanıtlaSilYo yo yo.. hayır. şakayla karışık söylediğinizi biliyorum ama kesinlikle böyle anlaşılmak da istemem. Kesinlikle insanlarla bir zorum yok. Faşizan bir yaklaşımım da yok, yani "şunlar gitsin, bunlar kalsın"a falan giremem. Genel olarak dünyanın doğal rezervleri ile tolere edemeyeceği kadar fazla kımılız, zararız, ziyanız... Yoksa her doğal afette mesela en son Endonezya depreminde karalar bağladım, fotoğraflara videolara bakıp ağlamaklı oldum. Ama bu ayrı birşey... Çocuğumu ve onun çocuğunu, belki onun çocuğunu düşünüyorum. Bizler musluktan su içerek büyüdük, bugün içtiğimize de akıttığımıza da ayrı para veriyoruz. Bundan seneler sonra büyük ihtimalle "hava vergisi" diye bir vergi çıkacak, insanlar soludukları hava için para ödeyecekler.
SilBurada trajik olan, dünyanın bize bedelsiz sunduğunu parayla birbirimize kaskallamanın dışında bir de, kıymetini bilemeyip gelecekte karaborsaya çıkaracak olmamız gerçeği...
nazik açıklama için teşekkür ederim elbette anladım sizi :)
Silne acı bu noktaya gelmek:(
YanıtlaSilAcı ama gerçek... Geçen hafta Okan Bayülgen bir programında işledi su mevzuunu... Kasaptan aldığımız 1 kg et için, tam 15 ton su tüketiliyormuş...!
SilVe biryerlerde milyonlarca çocuk da susuzluktan, ishalden ölüyor. İstatistikleri falan okuyunca insan daha da nefret ediyor gerçekten kendinden..
Bu dileklerini ancak yüce tanrı gerçekleştirebilir, o da topu hep taca atıyor; yok öbür dünyada soracağım, yok şöyle yok böyle. İş işten geçtikten sonra...
YanıtlaSiltanrı bu işleri hemen şimdi gerçekleştirse valla oyumu tanrıdan başkasına vermem:)
destekliyorum :)
Silaynen, helak ettiği kavimlere örnek olabilmeyi umabilirim ama... ama işte
Sil