24 Mayıs 2012 Perşembe

Bence çocuğunuzu göndermeyin..



göndermeyin tabi, yolda mı buldunuz o güzel kokulu, ak-pak, akıl küpü şeyi?



Dün Mercan'ın anaokulu'nda çocukların özgüvenini arttırmak temalı bir oturum vardı. Pedagog aslında bildiğimiz ama itinayla unutabildiğimiz şeylere tekrar tekrar değildi. Ve bu tekrarı yapma amaçlarından biri gelecek eğitim döneminde ite kaka okula başlatılacak çocuklara
velilerinin tam desteği verebilmesini sağlamaktı. 

Genel çıkarım; öyle veya böyle birileri bu haltı yemiş, yasalaştırmıştı. Şu saatten sonra 3 tane veli canlı bomba olmayı kendi insiyatifleriyle kabul edip, Çankaya'nın göbeğinde kendilerini havaya uçursalar dahi bu kararın geri alınması için uzun vadede belki bir faydası olurdu. "Elimizdekilerle ne yapılabilir"i konuşmak zamanıydı.

Hiç anakoulu veya kreşe gitmemiş çocuklara nazaran bizim çocuklar şanslıydı. Sınıf düzenini, oturup dinlemeyi, toplu hareket etmeyi, grup çalışması yapabilmeyi, söz hakkı kullanmayı vs. gibi temel usul ve adabları biliyorlardı. Tuvalet ihtiyaçlarını kendileri giderip, yemeklerini kendi başlarına yiyebiliyorlardı nispeten. Çok büyük sıkıntı yaşamayacaklardı. Ama okul öncesi eğitimin halen yaygın olmadığı çocuklarının hepsi şanslı olmayacaktı. 

Adaptasyon sorunları yaşayacak, bu yetmezmiş gibi aralarında dağlar kadar fark olan, farklı seviyelerdeki başka başka çocuklarla aynı hızda ve aynı sürede bir harfi yazmaya çalışırken bulacaklar kendilerini. Veya biri makasla kağıt kesmeyi "ohooo" bilirken, bir diğeri makası tutmayı yeni yeni becerebiliyor olacak.... 

Eksikte gedikte çok.

Gece yatağınıza gelip koynunuza sokulan, sizinde "aman ezmeyeyim" diye akrobasik hareketler yaptığınız "küçük" çocuğunuz, 10 yaşına gelmiş kudurma olayını aşmış, direk yogilik yapmaya başlayan ağabey ve ablalarıyla aynı bahçede bulacak kendini.

Başbakan bu duruma ne derdi?

"Biz küçükken mahallede hep dayak yerdik büyüklerden"

Ona göre herşeyin "amaaağn canım!"lık bir yanı vardır.

* * *

Müdüremiz, bu yıl okula başlaması yasaca şart koşulan çocukların okul seçimleriyle ilgili mini bir anket yapmış, geri dönen okulları da gidip bir görmüş konuşmuş okul müdürleriyle. "Nasıl olacak, nasıl hazırlandınız.." demiş.

Özel ve devlet okulları bazında;

• Özel okullar yeni sistem için hazırlıklarını yapmışlar, özel sınıflar açmışlar 66 aylıktan başlayan çocuklar için. Öğretmen ve ders programlarını falan normal "mini mini bir'ler" den ayrı tutmuşlar. Parayı veren düdüğü çalabilir....

• Devlet okulları mala bağlamış oturuyorlar. Hiçbir girişim, program, plan vs. yok. Çünkü zaten mevcut durumdayken bir hantallık vardır devlet okulunda. Durum aynen devam ediyor. Öğretmenleri yönlendiren yok, okulların fiziksel koşulları aynı, ders programı aynı... Okul müdürleri bile isterik isterik gülüyorlarmış "ne yapacağımızı bilmiyoruz" diye...

Valla sevgili müdüremiz çok şık bir tüyo verdi bu yıl okula başlamak "zorunda kalan" çocukların velilerine. Başka bir veliden duymuş gibi yaptı ama bence bildiğin 'ayar' verdi. 

"Çocuğumu ben bu yıl okula vermek istemiyorum, günlük cezası varmış aylık 400 küsür ediyor ama o parayı da vermek istemiyorum. Ben hem çocuğumu göndermeyeceğim, hem para cezasını ödemeyeceğim!"

Velileri biraz militarist örgütlenmeye çağırdı, "hiçbir şekilde sesimizi duyuramadıysak, bu karar alındıysa; bizde tepkimizi bu şekilde gösterebiliriz" dedi...

Ben olsam bende aynı şeyi yapacaktım açıkçası, hiç olmadı taşınırız, taşındığımızı da muhtarlığa vs. bildirmeyiz kaçak göçek yaşarız dedik... Mercan 2 ay ile yırttı; ama yırtamayabilirdi. Hem yırttı da ne oldu? Milyonlarca çocuk bildiğin 'yırtamadı'. Yani "yandı"!

Zilyonlarca imza toplandı, işe yaramadı.

Birşey kafaya kondumu yapılırdı...

Kafaya konulanın gerçeğe dönüştürülebileceği bir şehir efsanesi değil çünkü. 

Eğer sizde kaşık kadar çocuğunuzu bu yıl okula göndermemeyi kafaya koyarsanız şayet;

Göndermeyin. Oluverir...

Çok ciddiyim, göndermeyin!!! O kadar yırtınmak yetmedi, devlet baba bildiğini okudu. Ama yok yan yatma yastığıydı, yoğurt makinasıydı, ph oranı düşük şampuandı, süttü, gazdı, boktu kakaydı diye üzerine titriye titreye suyunu çıkardığımız şeylerin -ki bu çocuğumuz oluyor- bu kadar düşüncesiz ve hesapsızca bir eğitim sistemine müdahil olmasına göz yumamazsınız. Evet gerçekten aksini istedik, beceremedik. Ama hala hiçbir otorite neyin nasıl olacağı konusunda hemfikir değil, bu yıl olmaz, bu sene bu sisteme o çocuğu kobay etmeyin!





2 yorum:

  1. Ablam, istanbulun ücra köşelerinden birinde sınıf öğretmeni. En son 1. sınıf okuttuğunda, sınıfındaki hiçbir çocuk kalem tutmayı bilmiyordu. (Evde gördükleri yegane kitap Kuran olduğundan mı bilmem) neredeyse tamamı kitabını ters koyup tersten açıyordu. 3e kadar dahi sayabilen yoktu.
    Bu yıl yeniden birinci sınıfları alacak-ki daha küçükleri de gelecek bu kez-. Walla onlar düşünmüyorsa ben hiç düşünemem, öğrenen öğrendiği kadar öğrenir, gerisi beni ilgilendirmez diyor.
    Tuvaletini filan yapan olursa, ararım anasını-babasını, gelip alırsa alır, almazsa oturur boklu boklu diyor.
    Bizim okulun pedagoğu da, hapis de yatacak olsam göndermezdim ben olsam diyor. Ama öte yandan, özel anaokulları dahil yazı geliyormuş, bu çocukların kaydını almayacaksınız diye. Göndermeyeninki elinde patlayacak gibi. Herkese evofomin zerkedip, evlerinde paşa paşa oturtmak icap edebilir.
    Bizimkiler yırttılar ama, yırtamayanların durumu tam bir her yanı boklu değnek şeklinde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bizimkiler de birşekilde yırtmadılar. Çünkü bu seferde; 2013-2014 eğitim döneminde okula başladıklarında bu çocukların yanında 66 aylık başka bıdıklar oturuyor olacak. Kendilerini deve dikeni gibi hissedecekler veya az biraz daha gelişkin oldukları için kendilerini süper zeki falan sanacaklar.

      Hem o okullar bu çocukların kaydını almayacaklar da ne olacak. İlla çıkacak veliler dava açacaklar, aihm'sine gidecekler. Herşey yaşanacak, bir savaşım verilecek ve bir nebze cezai yaptırımlarla iş rayına oturacak.

      Ama olan şu 2-3 yılda okula başlayan çocuklara olacak!

      Sil