6 Ekim 2010 Çarşamba

Din kültürü ve ahlak bilgisi...

Geçtiğimiz hafta Mercan'la aramızda geçen bir diyalog;

- ee neler yaptınız bugün aşkito
- yemek yedik, oyun oynadık, paymak boyası yaptık bide dua ettik
- ne duası
- dua ettik işteeee
- nasıl yani, ne dediniz peki

ellerini açıp fısı fısı birşeyler söyleyip 'amin' dedi.

Şimdi...


Çocuklarda, özellikle şu soru sorma, cevap arama dönemlerinin başlamasıyla 'inanma' eğilimi de açığa çıkmış olur. Sordukları sorular karşısında verilen cevaplar bazen yetersiz gelir ve soruyu farklı şekilde yineleyerek sorarlar. Kendilerince doğruluğa yakın, gerçeklik payının olabileceği, akla mantığa uygun olanı süzer, belki yine kendilerince o yanıtı farklılaştırarak hafızalarına alırlar. Bu aldıkları bilgi, sonradan bir başka sorunun cevabı ile çelişiyorsa bunu kesinlikle kaçırmaz, sorgulamaya baştan başlarlar. Yani aslında düşünme ve sorgulama gücü, insanın özünde olan ve sonradan yitirdiği bir özelliğidir. Büyüdükçe, ailemizin, sosyal çevremizin düşünce ve inanışlarıyla izole edilir, genelde fazla düşünemez ve soruşturmaz hale geliriz.


Ve hiç kuşku yok ki çocuklar dini konulardaki açıklamaların etkisi altında kalmaya açıklardır. Ve yine hiç kuşku yok ki, çocuklar somut olmayan şeylerden daha fazla etkilenirler. Canavarlar, hayaletler gibi... Çünkü gözüyle göremediği emin olmadığı bir konuda çekimser kalır. Kreşteki bir çocuğun 'oradan hayalet çıkıyor' demesi üzerine haftalarca evin içinde beslediğimiz bir hayaletimiz olmadığı, hayaletlerin çizgifilmlerde olabileceği gerçekte öyle bir şeyin olmadığı konusunda dil dökmem buna bir örnek olarak verilebilir. Çünkü ben ne dersem diyeyim daima onun aklında "ya varsa" sorusu olacaktır. Yani evet başa dönüyoruz elle tutulamayan, gözle görülemeyen ve varlığının kanıtı olmayan konuların aksini iddia etmek boşa kürek çekmek gibidir. Buna istinaden tekrar başa dönerek 'din bilgisi' ile ilgili kısıma gelecek olursak eğer; küçüklüğünde "allah baba kızar", "allah küçük çocukların dualarını kabul eder" gibi söylemlerle üzerinde baskılar kurulan biri olarak bugün şundan eminim ki din bilgisi küçük yaşlarda kaçış noktası olarak kullanılıyor.

Örneklerle anlatacak olursam;

çocuk: kuşlar neden uçar?
erişkin: çünkü allah onu öyle yaratmış

çocuk: doydum, yemesem olmazmı?
erişkin: hayır, bitir. çünkü günah

çocuk: balığım öldü
erişkin: balığın melek oldu yavrum

ve... "iyi biri olursan allah seni cennetine alır, yaramazlık yaparsan allah baba kızar"... gibi uzayan, çeşitlenen, günlük yaşamın her alanına yayılan örnekler.

Çocuğa iyi ahlaklı biri olması için, henüz o yaşında ne olduğu konusunda bir fikrinin olmadığı bir güç ile karşı karşıya getirmek, dua etmek gibi çeşitli öğretileri vermeye çalışmak ne kadar doğru? Hangi dine inanca vs. mensup olduğumuzu ailemiz, doğup büyüdüğümüz yerler ve kültürler belirlerken, belki ateist bir ailenin çocuğuna farkında olmadan dua ettiriyorsun. Veya belki ben müslüman bile değilim...?

Sorun şu işte; küçük çocuklar inanmak isterler. Öğrenmeye olan açlıkları onlarda inanmayı da beraberinde getirir. Fakat ben 3 yaşındaki oğlumun aklını bununla yani din konusuyla meşgul etmek istemiyorum. Çünkü bunu kendisi istemiyor. Herşey, ancak o istediğinde verilebilir. Oğlumun bana konuyla alakalı ilk sorusu ezan sesi olmuştu. 2,5 yaşındayken sokakta yürürken duyduğu ezan sesinden korktu ve "anne ne diyo" dedi. O an hazırlıklı değildim, abartmadan kararında bir cevap vermek istedim, merak ediyorsa devamını kendisi sorabilirdi -herşey ancak o istediğinde verilebilir-... "Ezan okunuyor oğlum, (caminin minaresini göstererek) şurada mikrofonla dua okuyorlar" dedim. Uzatmadım. O da sormadı, neden demedi. Gerçekten ilgisini çekseydi sorabilirdi, hatta 3,5 yaşına gelirken hala sorabilir. Ama o bunu sormadığı ilgisini çekmediği, merak etmediği sürece ona allahtan, dinden, inançlardan ordan burdan bahsetmek taze bir zihin üzerinde otorite kurmaktan başka birşey olamaz.

Aslında bütünüyle din, gelenek olmamalıdır. Çünkü dinler ve dinlerin kuralları bizleri "iyi" birer insan yapmaz. İyi huylu, ahlaklı insanlar olmamız için birşeye inanmaya ihtiyacımız yokken, inançlı olduğunu iddia edecek bir çok insanın ahlaksızlırlar yapabildiğini biliyorken neden küçücük çocuklara içinden çıkamayacakları ve düşünme kanallarını kilitleyici şeyler öğretiyoruz.

Oğlum şu sıralar sadece dinazorların nasıl olurda dünya yüzeyinden silindiklerini merak ederken, hemde ölesiye merak ederken; doğal felaketlerden, ısıdan, soğuktan, topraktan bahsederek gündelik yaşamında etrafında olup bitenlere dikkat edebilmesini sağlayacakken veya uzun uzun zamanlar içinde bazı dinazorların aç kalarak karınlarını doyurmak için denizde yüzmeyi öğrendiklerini, bunu yaparken vücutlarının da farklılaştıklarını somutlaştırılmış fosil fotoğrafları ve illustrasyonlarla anlatabilecekken neden "çünkü allah öyle istedi, böylece insanlar var oldu, yaşamaya devam ettiler ve bizler olduk" gibi gizemli, korkutucu hödö hödö bir cevap verelim ki?

Şahsen vermiyorum. Günümüzde artık bir çok şeyin bilimsel yanıtı-kanıtı varken bizzat kendim de evrime inanırken, neden oğlumun tüm meraklarını bir kalemde ilahi bir güce dayandırayım? Herşeyi zamanı geldiğinde kendi soruları, yöntemleriyle anlayacak. Ben sadece ona somut bilgileri verebilirim. Soyut olanları izzah edemeyeceğim gibi onun için içinden çıkılamaz bir hale de getirebilirim. Düşünerek büyüsün, merak etsin, okusun, araştırsın. Hatta tüm dinlerin kutsal kitaplarını okusun, hiçbirine inanmasın.



5 yorum:

  1. biz çocuğun dinini öğrenmesinin neresi yanlış?

    YanıtlaSil
  2. öğrenmiyor ki, dikte ediyoruz. anlayarak öğrenme çağında olmadığı için dikteler yanlış.... dinini öğrenmesi değil. yazı çocuklara dinin öğretilmemesi üzeri kurulu değildir sayın adsız..

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel anlatmışsınız.

    yuvaya bir şey yaptırabildiniz mi peki bu konuda?

    YanıtlaSil
  4. alamadım hızımı :)

    her bilgiye ulaşmak bu kadar kolaylaşmış iken, kendileri gelişmedikleri gibi, hızla gelişecek çocuklarını da karanlıklara atanların elinden çocukları kurtaracak bir kurum olsa keşke.
    Geleceğimiz bugünden aydınlık olsun diye çalışabilsek...

    YanıtlaSil
  5. Cok guzel, ozenli bir sekilde anlatmissin.

    Adsiz'a kisisel olarak soylemek isterim: Cocuga dinini ogretip ogretmeme secimi ebeveynlerine aittir. Bu secime hic bir kurumun karisma/mudahale etme hakki yoktur. Haksiz miyim?

    YanıtlaSil