29 Kasım 2010 Pazartesi

son zamanların en yapışık, en kokulu ve renkli haftasonusu..!

Bir vakit kitap alışverişi yapasım gelmişti yine. Hani kuaföre gidesi, ayakkabı alası, eve gelince "ben bunu niye aldım" diyesi gelir ya kadın insanının. Öyle işte... benim de kitap alasım geliyor bazen. Tabi aradan zaman geçiyor ve bakıyorum "ben bunu alırken neremle okudum" diyorum.

'Kertenkele Tatil köyüne hoş geldiniz' isimli bir kitap almışım mesela Mercan'a. Almışım diyorum ama aldığımı hatırlıyorum. Sadece internetten bakıp edip ellemeden, koklamadan sayfalarını çevirmeden aldığım için 'almışım' diyebilirim çünkü algı kapalıydı büyük ihtimalle o anda.

Neyse kısacası pek sevmediğim bir kitap. İllustrasyonları çok yorucu, dağınık, karışık. Yazım dili 3 yaş seviyesinde değil. Kaldı ki zaten kitap da 3 yaş için değilmiş 4-7 yaş yazıyormuş arkasında. Yinede okuduk tabi Mercan'a. Artık her sayfalı 8-12 sn. rötarlı bir şekilde okuduk tabi ki, çünkü dediğim gibi dili ağırdı. Yani ağır demek ne demek, çok mu eski türkçe kullanılmıştı (a-haa-ha!)? Hayır, satır sonları uyaklıydı ve bunu yapabilmek için 1. dereceden akla gelecek kelimenin muadilleri kullanıldığı için bize ağır geldi işte.
Tek güzel yanı son sayfadaki kes-yapıştır türevi maket sayfasıydı. Bir bukalemunun parçaları vardı burada, o sayfayı fotokopi ile çoğaltmayı, renkil fon kartonu üzerine koyup keserek isteğe göre boyamayı vs. buyuruyordu kitap.

Kitaptan tatmin olmadığı çocuğum, bari busunu yapalım dedik. Hemen çizdim, kestim (evet ben kestim çünkü doğru makası bulamadım hala mercan için, çok sert geliyor, veya parmak delikleri dar geliyor tutturamıyoruz) verdim Mercan'a.

O da onları güzelce boyadı, simledi, pulladı ve raptiyeyle kolunu bacağını birbirine takaraktan montajı tamamladık. Çok hoşuna gitti Mercan'ın. İnanılmaz eğlendi, hele iş bittikten sonra kafa, kuyruk bir oynayan bukalemun, daha doğrusu bu montaj şekli ona çok cazip geldi. Hemen kafası gözü oynak hayvan profilleri çizmeye başladı bana. kanguru olabilirdi, balık olabilirdi, fil olabilirdi, zürafa olabilirdi. 

Bukalemundan sonra bir oynak balık, bir oynamayan köpekbalığı ve bir de evrime devam edesi olan bir adet balina yaptık. Hatta balinayı ters çevirip önüne koymuştum sevmediğim için o da farkına varmadan değerlendirmeye devam etti.

Son olarak da bir adet geyik yaptık.

Şu an mercan uyuyor, ben de birazdan popomu kaldırıp sağa sola yapışmış piritleri, simli yapıştırıcıları kazıyıp, karton kırpıklarını toplayacağım.

Yalnız şaka maka oynak hayvanlar hoşuma gitti, ben boş vakitlerimde çizip stok yapayım...



2 yorum:

  1. kitabı bilmem ama ortaya çıkan şeyler pek hoş görünüyor.. elinize sağlık.. Selim görse o da bayılırdı ama annesi pek ilgisiz bu aralar ne yazık ki.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir çocuğunuz var. Çok tatlı. Allah bağışlasın.
    Ben de Mehmet Akif'in dedesiyim. Mehmet akif ikibuçuk aylık tatlı bir bebek. Gerçeğe dayalı bir öykü yazdı dedesi. paylaşmak için ve bir türk kahvesi içmek için biloğumuza teşrif buyurursanız. Memnun kalacağı. Kahvenin yanında damla sakızlı bir de türk lokumu ikram edilecektir.

    http://mefkuremiz.blogspot.com/2010/12/bir-anne-bir-bebek-bir-de-kedicik.html#comments

    YanıtlaSil