Mercan son 2 senedir belki bizim ev içerisindeki kitap popülasyonumuz ve
okuma alışkanlığımız yüzünden "kitap alışverişini" tamamen
kişiselleştirdi. Artık ona sunduğumuz kitaplarla pek yetinmiyor. Yani
masal / hikaye kitapları biraz sıkıcı geliyor gibi. Genelde
illüstrasyonlarını ve konusunu inceleyerek 'anlatım, kişilerin
nitelikleri, hayal gücünü kullandırtma' kriterlerinden geçirerek
aldığımız hikaye kitapları artık pek ilginç gelmiyor. Hikaye dinlemeyi
çok seviyor aslında ama kitaptan okunarak değil, %100 ana-baba uydurması
doğaçlama hikayeleri seviyor. Bunun için de bize daime malzeme veriyor;
"kirpi olsun, yüksek dağ olsun, ip olsun" gibi.... Verdiği malzemeleri
kullanarak 30 sn. içinde senaryo yazıp anlatmanız gerekli! Bizde iyi
uyduruyoruz demek ki hiç beğenmediği olmadı bugüne kadar, sadece "daha
uzun olsun" şeklinde bir uyarı alabiliyoruz :)) Son olarak da geçtiğimiz
ay okuldaki 'farklılıklara saygı' konusu çerçevesinde birlikte bir
hikaye uydurduk. Kitabın kahramanı boynu kısa olan küçük zürafanın arkadaşları tarafından nasıl alay konusu olduğuydu...Hatta ben çizdim o boyadı ve mini bir kitap yaptık
birlikte.
Bunun dışında dediğim gibi bir kitap konusunda kendi eğilimleri var.
Sürekli "nasıl"ın cevabını bulabileceği kitapların peşinde. Bu seçimi ve
isteği doğrultusunda istediği kitapları almasına imkan tanıyoruz çünkü;
bir kitap evine gidildiği vakit koca adam gibi kitapların önünde
dikilip gözüne kestirdiklerini alıp, açıyor, inceliyor bir kaç
alternatif belirliyor sonra arasından seçtiklerini gözümüze sokarak "ben
bunu istiyoyum" diyebiliyor...
Aldığı kitaplar içerisinde en gözdesi insan anatomisi ile ilgili kitabı (bu konuda tek kitap aldı) ve dinozorlar tabi ki :)
İnsan anatomisini merak edişi de 1 yıl evveline dayanıyor aslında uzun
süre iskelet sistemimizle ilgili videolar aratmıştı bana. Sonrasında
geçirdiğimiz bir ishal sürecinde ona sürekli su içmesi gerektiğini
anlatmaya çalışırken böbreklerinin buna ihtiyacı olduğundan
bahsetmiştim. İşte o hastalık sonrası bir insan anatomisi kitabı buldu
aldırdı. Her sayfasını, her satırını 50 kere okuduk ona. Okuduğumuz yer
üzerine yorumlar getirip, bir başka sayfada okuduğumuz bir detayla
bağlantısını sorup duruyordu.
Günlerden bir gün; evde kudurduğu ve durdurulamadığı bir vakit "hadi
amcana vücumuduzu anlat" deyiverdim sakinleşip otursun diye...
Koştu
kitabını aldı geldi, koltuğa güzelce yerleşti ve yaklaşık 15 dk.
boyunca takılmadan ciğerinden, bağırsağına, beyninden, damarlara kadar
her sayfadaki çizimi işaret ederek güzeeelce anlattı kendi yorumlarını
katarak. Tabi bu duraksız anlatım sonrasında salondaki herkeste bir
sessizlik bir apışıp kalma durumu vuku buldu.
Dinozor kitaplarından da 2 favorisi var; ilki biraz daha onun yaşına
hitap eden, sayfalarda özel kesimlerle, yapıştırmalar veya küçük
eğlencelikleriyle dinozor çeşitlerini anlatan bir kitap.
Ancak bir süre sonra bu kitap ona yetmemeye başladı çünkü önce hangi
dinozor varmış, o dinozor nasıl evrim geçirmiş, nasıl büyümüşler,
küçülmüşler, kim otçulmuş etçilmiş daha çok kurcalama gereği duydu.
O zaman da bu kitabı aldık. Bu kitap da aslında 10 yaş ve üstüne hitap
edebilir çağlara göre dinozorları sınıflandıran, pire kadar yazıları
olan, aynı zamanda o evrede ortamda bulunan diğer canlı çeşitliliğini
konu eden bir kitap. Fazlasıyla latince isim ve teknik bilgi yer alıyor
ancak burada da onu besleyen fosilleşme süreci ve arkeologların elde
ettikleri bulguları nasıl buldukları gibi konular oldu. Hatta bir süre
kimi görse "bilim adamlayı dinozoylayın kaka fosilini inceleyip onun ne
yediğini öğyenebiliyolay" şeklinde brief verdi :)
Bu aşamadan sonra da bilim, bilim adamları, laboratuar ortamları, mikroskobik canlılar ilgisini çekti. Uzun bir süre odasının ortasına kurduğu çadırın içine kurduğu laboratuarda bilimsel araştırmalar yaptı.
Kariyerimize nasıl devam edeceğiz bilmiyorum...
Gelecekte başarılar diliyorum,
YanıtlaSilsaygılar
Teşekkürler :)
YanıtlaSil