16 Aralık 2011 Cuma

Mercan'ın Kitapları

Mercan son 2 senedir belki bizim ev içerisindeki kitap popülasyonumuz ve okuma alışkanlığımız yüzünden "kitap alışverişini" tamamen kişiselleştirdi. Artık ona sunduğumuz kitaplarla pek yetinmiyor. Yani masal / hikaye kitapları biraz sıkıcı geliyor gibi. Genelde illüstrasyonlarını ve konusunu inceleyerek 'anlatım, kişilerin nitelikleri, hayal gücünü kullandırtma' kriterlerinden geçirerek aldığımız hikaye kitapları artık pek ilginç gelmiyor. Hikaye dinlemeyi çok seviyor aslında ama kitaptan okunarak değil, %100 ana-baba uydurması
doğaçlama hikayeleri seviyor. Bunun için de bize daime malzeme veriyor; "kirpi olsun, yüksek dağ olsun, ip olsun" gibi.... Verdiği malzemeleri kullanarak 30 sn. içinde senaryo yazıp anlatmanız gerekli! Bizde iyi uyduruyoruz demek ki hiç beğenmediği olmadı bugüne kadar, sadece "daha uzun olsun" şeklinde bir uyarı alabiliyoruz :)) Son olarak da geçtiğimiz ay okuldaki 'farklılıklara saygı' konusu çerçevesinde birlikte bir hikaye uydurduk. Kitabın kahramanı boynu kısa olan küçük zürafanın arkadaşları tarafından nasıl alay konusu olduğuydu...Hatta ben çizdim o boyadı ve mini bir kitap yaptık birlikte.


Bunun dışında dediğim gibi bir kitap konusunda kendi eğilimleri var. Sürekli "nasıl"ın cevabını bulabileceği kitapların peşinde. Bu seçimi ve isteği doğrultusunda istediği kitapları almasına imkan tanıyoruz çünkü; bir kitap evine gidildiği vakit koca adam gibi kitapların önünde dikilip gözüne kestirdiklerini alıp, açıyor, inceliyor bir kaç alternatif belirliyor sonra arasından seçtiklerini gözümüze sokarak "ben bunu istiyoyum" diyebiliyor...

Aldığı kitaplar içerisinde en gözdesi insan anatomisi ile ilgili kitabı (bu konuda tek kitap aldı) ve dinozorlar tabi ki :)


 İnsan anatomisini merak edişi de 1 yıl evveline dayanıyor aslında uzun süre iskelet sistemimizle ilgili videolar aratmıştı bana. Sonrasında geçirdiğimiz bir ishal sürecinde ona sürekli su içmesi gerektiğini anlatmaya çalışırken böbreklerinin buna ihtiyacı olduğundan bahsetmiştim. İşte o hastalık sonrası bir insan anatomisi kitabı buldu aldırdı. Her sayfasını, her satırını 50 kere okuduk ona. Okuduğumuz yer üzerine yorumlar getirip, bir başka sayfada okuduğumuz bir detayla bağlantısını sorup duruyordu.


Günlerden bir gün; evde kudurduğu ve durdurulamadığı bir vakit "hadi amcana vücumuduzu anlat" deyiverdim sakinleşip otursun diye...

Koştu kitabını aldı geldi, koltuğa güzelce yerleşti ve yaklaşık 15 dk. boyunca takılmadan ciğerinden, bağırsağına, beyninden, damarlara kadar her sayfadaki çizimi işaret ederek güzeeelce anlattı kendi yorumlarını katarak. Tabi bu duraksız anlatım sonrasında salondaki herkeste bir sessizlik bir apışıp kalma durumu vuku buldu.

Dinozor kitaplarından da 2 favorisi var; ilki biraz daha onun yaşına hitap eden, sayfalarda özel kesimlerle, yapıştırmalar veya küçük eğlencelikleriyle dinozor çeşitlerini anlatan bir kitap.





Ancak bir süre sonra bu kitap ona yetmemeye başladı çünkü önce hangi dinozor varmış, o dinozor nasıl evrim geçirmiş, nasıl büyümüşler, küçülmüşler, kim otçulmuş etçilmiş daha çok kurcalama gereği duydu. 

O zaman da bu kitabı aldık. Bu kitap da aslında 10 yaş ve üstüne hitap edebilir çağlara göre dinozorları sınıflandıran, pire kadar yazıları olan, aynı zamanda o evrede ortamda bulunan diğer canlı çeşitliliğini konu eden bir kitap. Fazlasıyla latince isim ve teknik bilgi yer alıyor ancak burada da onu besleyen fosilleşme süreci ve arkeologların elde ettikleri bulguları nasıl buldukları gibi konular oldu. Hatta bir süre kimi görse "bilim adamlayı dinozoylayın kaka fosilini inceleyip onun ne yediğini öğyenebiliyolay" şeklinde brief verdi :)



Bu aşamadan sonra da bilim, bilim adamları, laboratuar ortamları, mikroskobik canlılar ilgisini çekti. Uzun bir süre odasının ortasına kurduğu çadırın içine kurduğu laboratuarda bilimsel araştırmalar yaptı.

Kariyerimize nasıl devam edeceğiz bilmiyorum...



2 yorum: