14 Şubat 2012 Salı

Sıcacık Şarap



"Sevgiyle yapılır, sevgiyle içilir"


Sevgililer gününde sıcak şarap yapıp içelim demiştim ya...

Bu da benim nacizane sıcak şarap tarifim. Geleneksel olarak yapılanın (şeker ve meyvelerin kaynatıldıktan sonra şaraba ilave edilmesinin) dışında bir uygulama. Bir arkadaşımın elinden içmiştim, çok da beğenmiştim...

Şöyle oluyor.

1 şişe kırmızı şarap alıyoruz. Yıllanmış bir şarapla olmuyor yalnız, daha genç bir şarapla yapıyoruz. Ve yine geleneksel tariflerde önerildiği gibi menşei gözetmeksizin bir şarap alabiliriz. Üzüm, bağ, toprak ve fıçı faşizmi yapmıyoruz, tam sosyalist işi. Marketten elimize gelen ilk kırmızı şarabı kucaklayıp bağrımıza basıyoruz. Tüm bağlar emek, tüm üzümler göz nuru...

• 3 adet çubuk tarçın
• 1 elma
• 1 portakal
• 1 su bardağı toz şeker
• Bir tutam karanfil
• 1 limon

Elmamızı dilimleyip bir kaseye alıyoruz. Üzerine portakalın kabuklarını, limonun kabuk rendesini koyuyoruz. Bu arada karanfilleri elma dilimlerine batırıyoruz. Sonra şekerimizi çanağın üzerine boşaltarak harmanlıyoruz. 

Şarabın tamamı bir tencereye boşaltılıyor, üzerine de bir tel süzgeç yerleştiriyoruz ve şekerle harmanlanmış güzel yemişlerimizi tarçın çubuklarımızı süzgece alıyoruz. Bir kapakla öylesine kapatıyoruz tencerenin ağzını.

Kısık ateşe koyuyoruz tencereyi, şarap yavaş yavaş ısınırken buharında pişiyor yemişler, şeker eriyor elmanın özünü alıp süzgeçten aşağıya süzülüyor. Portakal ve tarçının kokusu etrafı sarmaya başlıyor... Bu muhteşem kokunun büyüsüyle gidip güzel bir müzik açıyoruz. Müzik hoşuna giderse yemişlerin daha güzel kendilerinden geçip sarmaş dolaş oluyor şarapla bütünleşiyorlar.

Bu ritüeli şarap tıkırdamadan sonlandırıyoruz ama, en coşkulu anında el atıyoruz duruma. İki seramik kupa alıp şarabı sevgili payı yapıyoruz.

Böyle soğuk bir kış gününde, verilebilecek en güzel şey bu sıcak el emeği içecek bence. Hem sevgililer günü de ne ki? Bir garibanın gözü dönmüş bir imparator tarafından öldürülmesi ve zavallı sevdiceğinin mezarı başına 'sevgi ve dostluğu' temsil eden bir badem ağacı dikmesinden mütevellit bir tarih sayfası. 

Tarife dönecek olursak;

Bir iki mum yakıp, kupalarımızı alıyor güzeeelce yudumluyoruz. Mis kokulu sıcak şarapla üşümüş eller ısınır, katılaşmış kalpler yumuşar, dil çözülür muhabbet olur.

Daha ne olsun?


İ y i l i k,  s a ğ l ı k. . .



7 yorum:

  1. Denenecek tarifler listemde yerini aldi:)

    YanıtlaSil
  2. Cigdem ~ afiyetle içiniz :)

    YanıtlaSil
  3. Ufff çok fena canım çekti:) Zaten şarapçıyız karı koca. Yalnız antibiyotikle olur mu acaba?

    YanıtlaSil
  4. Nehir İda ~ Aşırıya kaçmadıkça birşey yapmıyor ama bünyeden bünyeye fark edebilir belki... Ben olsam ilacı içmem, şarabımı içerdim :)))

    YanıtlaSil
  5. tevekkel allah, deneyip görmek lazım. tarifini okurken bile kafayı hafiften oynattı, kimbilir tadınca nasıl olur:)

    YanıtlaSil
  6. zihni ~ öğrendiğime göre mızraplar esnekse güzel şeyler oluyormuş :)

    YanıtlaSil
  7. bu menü otomatik akort yapıyordur kesin, mızrap esnekliği doğuştan,
    demek oluyor ki fırtınaya karşı ıslık çalabileceğiz:))

    YanıtlaSil