22 Ağustos 2012 Çarşamba

Olanları unutalım...


Dün akşam üzeri Mercan scootera binmek istedi, çıktık…

Bir süre bindikten sonra parktaki çocukların kaymalı, koşmalı, tepişmeli park oyunları daha cazip geldiği için tam da tahmin ettiğim gibi yanıma geldi ve;

"Anne bu söylediğim hiç hoşuna gitmiycek amaaaa….-Ağzını elleriyle tuttu- Ben şey, parkta oynayabilir miyim"

Ne zaman bisiklet veya scooterla dışarıya çıksa aynı şeyi yaptığı için sıkça kızabiliyorum çünkü. "Parka oynayacaksan boşu boşuna bu aletleri taşımayalım" diyebiliyorum hatta yaklaşık 10 dk. uzattığım bile oluyordur.

Bir süre oynadı Mercan. Sonra elimizin altındaki scooterın bizimkinden az küçük sıska bir kızca kaçırıldığını farkettik. Kız aradan sabun gibi kayarak scooterı almış gidiyordu. Mercan'a kaş göz yaparak, eşyasına göz kulak olması gerektiğinin ayarını verdik.

Benim kibarlıktan kırılan oğlumsa ne yaptı.. Önce sekerek kızın yanına koştu, son derece nazik, kırmak ve gücenirmekten endişe eder bir edayla "pardon o benim, alabilirmiyim" dedi. Kız tınmayarak gitmeye devam edince Mercan bozuldu. Onun hesaplarına göre kızın da aynı kibarlıkla "pek tabiii" falan diyerek skutırdan atlaması gerekiyordu.

Kız gitti, Mercan koştu, kız gitti, Mercan koştu.. Kız öyle sahiplenerek gidiyordu ki skutırı, kibar oğlum da "anne vermiyo" diyerek ağlamanın eşiğine geldi. 

En sonunda müdahele etme gereği duydum, baktım kızın duracağı yok çünkü. Peşlerinden gittim, annesi olduğunu tahmin ettiğim kadının yanına gidene kadar sakince ilerledim. Sonra kadınla konuşmaya gerek bırakmayacak o göz temasını kurdum ama annesi de tınmadı! "Nooldu, binsin accık, heves etmiş" dedi. Dedim "gidicem ama almam gerekiyor". Aslında ilgisi yok. 4 yaşlarındaki kızını 150 metre mesafeye rahatlıkla bırakıyor olması, umarsızca çekirdek yiyor oluşuna kızdım. Ben Mercan'a her zaman paylaşmayı öğrettim, kaldı ki kreşe gittiği için öğretmeme gerek de kalmadı. Ama aptal ebeveynlerin başıboş bıraktıkları ilgi isteyen çocuklarını kollamak, eylemek zorunda değilim. Salak kadının ayağına kadar gitmişken "ah tabi oynasın canım, ben burda beklerim" diyecek halim yoktu!

Neyse bu tuhaf olay böylece geçti. Değişik anne, sonradan içime dert olan küçük kız ve ve bacak kadar bir kıza karşı savunmasız çaresiz kalan kibar oğlum!

Bu park olayından sonra yolda bıdı bıdı bıdı bıdı söylenirken ben, Mercan sadece şunu söyleyebilmişti bu arada.. "Anne nolur bu olanları unutalım"

Yaklaşık bir saat sonra yine başka bir parkta bankta otururken bir çocuk gelip Mercan'ın skutırını istedi.

Mercan;

"Hayır. Olmaz, benim o. Veremem şimdi, hayıııır" gibi hiç de ağzından duymaya alışık olmadığımız şeyler söyledi. Öyle tuhaftı ki sanki kötü dublajlı bir azeri filmi izliyordum :))

Sonra bana döndü çocuk gidince..

"Anne çocuğu korkuttum" dedi.

Yapması gerekenin korkutmak olmadığı, paylaşmanın herzaman güzel olduğu ama geri istemeyi, kendisine ait olanın uygun bir dille geri alınması gerektiği konulu bir konuşma yapıldı. Bu konuşma nasıl idrak edildi sonra anlaşılacak…

6 yorum:

  1. Bu "değişik anneler"den bol miktarda mevcut sanırım. Kimisi fazla müdahaleci, öyle ki bizim çocuklara bile ne yapması ne yapmaması gerektiğini söyleme hakkı var. Kimisi de böyle fazlaca rahat.
    Geçenlerde biz de bir restorana gittik, camekanlı bir çocuk oyun salonu var, biz de yanda oturuyoruz. Bir velet girdi içeri, itinayla içerideki tüm çocukların yanına gidip her birini tekmeledi. Can da nasibini aldı, içerideki 3 tabletten tek açık olanıyla oynuyordu. Gidip diğer tabletleri de açtık ve odadan müdahale etmeden çıktık. Çocuk yeniden Can'ın yanına geldi ve meşhur tekmesini savurdu. Can önce gülümsedi, bıdı bıdı birşeyler söyledi. (önce kibarlığı denedi sanırım) Çocuğun, suratına halen nemrut nemrut bakmakta olduğunu görünce de sağlam bir dirsek darvesiyle çocuğu yanından savuşturdu. Can'ın 2 yaşındaki kuzeni ise darbelere maruz kalmaya devam ederek oyununa devam etmek durumunda kaldı. Bu sırada bu sevgili oğlan çocuğunun annesi ise, masa ile oyun alanı arasında bir çatalı götürüp getirmek suretiyle çocuğunu beslemekle meşguldü.
    Diyeceğim o ki, her ortamda böyle "değişik" anneler ve onların yetiştirdiği çocuklar mevcut. Biz koskoca insanlar olarak da bolca karşılaşıyoruz sanırım bunların "büyümüş" halleriyle. Açıkçası ben halen bazı durumlarda nasıl davranacağımı bilemiyorum. Biraz da bu nedenle sanırım Can da azıcık kendi halinde takılıyor. Ama yine de "rahatsız eden"lerden değil "rahatsız edilen"lerden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlarda büyüyüp farklı olmayacaklar.. 'Bunlar' dediğim; rahatsız edenler ve rahatsız edilenler. Bizimkilerde büyüdüklerinde göbeğini kaşıyıp elinde sigarasıyla çocuk eyleyen babalara ters ters bakacaklar..

      Sil
  2. off ne zor annelik yahu! her an bin bilinmeyenli denklem çözüyor gibi bir haldeyiz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bazen doğru bildiğimi şaşırıp, 'yok yahu bende bi terslik olmalı' diye düşündüğüm olmuyor değil....

      Sil
  3. O kadar benziyor ki halleriniz hallerimize. Uzun süre şiddettin savunma olmadığını anlattık dayak yedi sonra dayak yeme dedik vurdu:) Paylaş dedik her akşam boş kalem kutusuyla geldi eve eşyalarını koru dedik evde saklar oldu:) Ayar çabuk kaçıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geç oldu yayınlamam, derinlemesine tatilden dolayı.. affola

      Aynen dediğiniz ayar yazdığım postun son diyaloğunda gizli zaten :) saatler içerisinde oynayan, gevşeyen balata..

      Sil