biiiy
ikiii
üüüt
döööyt
biiis
tokus
-hani altı, hani yedi
-hı
-hadi baştan. biiiir
-ikiii
üüüt
döööyt
biiis
-altı altı
-aytıııı
.....
ve saat 22.00 dolaylarında "hunters"!
- babaaaaaaaa! bak orda canavar vay
- hani nerde oğlum
gösteriyo.. yemek masasının altına girmiş şerefsiz canavay :)
- öldür oğlum hadi
- tışş tışşş... babaaaaaaaa! öydü
- tamam oğlum
kucağına alıyo canavayı.. hastaneye götürüyo..
.......
Mercan şoför, babası zavallı yolcu..
- babaaaaaaaa! gidiyos
- nereye oğlum
- canavaya
.......
Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, canavar, robot, hayalet, öcü gibi şeyler çocuğunuzun hayatına bir şekilde giriyorlar malesef. Ben her ne kadar "canavarlar çizgi filmde olur oğlum" desemde ikna edemiyorum.
Kreş hayatı.. 4-5 yaş grubunun hayal dünyası ve hayal dünyalarını körelten çizgi filmler sayesinde, televizyondan sakınmaya çalıştığım çocuuumun artık bir 'canavayı' var. Ama oğlum onu öldürüp öldürüp hastaneye götürüyor, bazen iğne yapıp iyileştiriyor, sonra yine öldürüyor, öldürmediği vakitlerde de otobüsle veya
kamyonla evine gidiyor :)))
Tışş-tışş diye öldürmelerde kreşten bulaştı zaten. Yoksa evimizde kocimle birbirimizi tışşlamak gibi bir huyumuz yoktur.
........
Büyüyen oğlum! Ben büyüdükçe masumiyetini kaybedip tatlılığını yitireceğini düşünürken (içimden atamadığım bir korkudur) o inadına büyüdükçe güzelleşiyor. Her hareketi bir olay, her cevabı, her sorusu bir hikaye, her tavrı bir komedi.
Dağınık bir çocuk olmamasına rağmen istemeden yarattığı dağınıklığı
bile güzel.
Salonun ortasını otogara çevirmesi mesela. Her bir arabayı özenle dizmesi. Dizdiği yerler... Bazı geceler o uyuyunca topluyorum, sabah göremeyince çıldırıyor! Bazen ayağımıza dolandığı için yerlerini değiştiriyoruz, ama yine özenle diziyoruz kociyle.. Yok! Onu da farkediyor. Kızıyor.
"Aneeeeeeeeee! Naptın"
-ee şey oğlum. bak ama ne güzel olduuu, baksana bu arabanın tekerleği nerde?..
Falan derken kaynatıyorum.
yerım ben onuuuuuuu....:)
YanıtlaSilCok sirin :)) Ah bu erkek cocuklarinin araba sevdasi: :))
YanıtlaSil